36 – Yâsiyn Sûresi – Kur’ân-ı Kerîm Çözümü – Ahmed Hulusi

http://ahmedhulusi.org/

“36 – Yâsiyn Sûresi – Kur’ân-ı Kerîm Çözümü – Ahmed Hulusi”

“Euzü Billahi mineş şeytanir racim”

BismillahirRahmanirRahıym

1-) Yâ Siiin (Ey Muhammed)!

2-) Ve Kur’ân-ı Hakiym (ve bildirdiği Hikmet dolu Kur’ân)!

3-) Kesinlikle sen Rasûllerdensin.

4-) Sırat-ı müstakim üzeresin.

5-) Aziyz ve Rahıym’in sende tafsilâtlı olarak açığa çıkardığı ilim ile!

6-) Ataları uyarılmamış, bu yüzden (hakikatlerinden, Sünnetullâh’tan) kozalı olarak yaşayan bir toplumu uyarman için.

7-) Andolsun ki onların çoğunluğuna o söz (Cehennem, insanların ve cinlerin çoğuyla dolacaktır; sözü) Hak olmuştur! Bu sebeple onlar iman etmezler!

😎 Muhakkak ki biz onların boyunlarında, çenelerine kadar dayanmış boyunduruklar (şartlanma ve değer yargıları) oluşturduk! Artık (onlar kendi hakikatlerini göremezler) başları yukarı doğru kalkıktır (benlikleriyle yaşarlar)!

9-) Onların önlerinden bir set (geleceği göremezler) ve arkalarından bir set (geçmişlerinden ders almazlar) oluşturduk da böylece onları bürüdük… Artık onlar görmezler.

10-) Onları uyarsan da uyarmasan da birdir; iman etmezler!

11-) Sen ancak Zikre (hatırlatılan hakikate) tâbi olan ve gaybı olarak Rahmân’dan haşyet duyanı uyarırsın. Onu bir mağfiret ve kerîm bir bedel ile müjdele!

12-) Kesinlikle biz, evet yalnız biz ölüleri diriltiriz! Onların yaptıklarını ve meydana getirdikleri eserleri yazarız! Biz her şeyi İmam-ı Mubiyn’de (beyinlerinde ve ruhlarında) ihsa ettik (tüm özellikleriyle kaydettik)!

13-) Onlara o şehir halkını örnek ver… Hani oraya Rasûller gelmişti.

14-) Hani onlara iki (Rasûl) irsâl ettik de o ikisini de yalanladılar… Bunun üzerine bir üçüncüsü ile güçlendirdik de: “Doğrusu biz size irsâl olunanlarız” dediler.

15-) Dediler ki: “Siz bizim gibi bir beşerden başka bir şey değilsiniz… Rahmân da hiçbir şey inzâl etmedi… Siz ancak yalan söylüyorsunuz.”

16-) (Rasûller) dediler ki: “Rabbimiz biliyor ki, gerçekten biz size irsâl olunanlarız.”

17-) “Bize ait olan sadece apaçık tebliğdir.”

18-) Dediler ki: “Kuşkusuz sizde uğursuzluk olduğunu düşünüyoruz… Andolsun ki, eğer vazgeçmezseniz, kesinlikle sizi taşlayarak öldüreceğiz ve elbette size bizden feci bir azap dokunacaktır.”

19-) Dediler ki: “Sizin uğursuzluğunuz sizinledir… Eğer (hakikatinizle) hatırlatılıyorsanız bu mu (uğursuzluk)? Hayır, siz israf eden bir toplumsunuz.”

20-) Şehrin uzak tarafından koşarak bir adam geldi: “Ey halkım, Rasûllere tâbi olun” dedi.

21-) “Sizden bir karşılık istemeyen; kendileri hakikat üzere olanlara tâbi olun!”

22-) “Beni (böylece) fıtratlandırana nasıl kulluk etmem? O’na rücu ettirileceksiniz.”

23-) “O’nun dûnunda tanrılar mı edineyim! Eğer Rahmân bir zarar açığa çıkarmayı irade ederse, onların şefaati bana ne yarar sağlar ne de bir şeyden korur…”

24-) “O takdirde muhakkak ki ben apaçık bir dalâlet içinde olurum!”

25-) “Gerçekten ben sizde de açığa çıkan Rabbe iman ettim; beni dinleyin!”

26-) (Ona): “Cennete dâhil ol!” denildi… Dedi ki: “Halkım hâlimi bileydi!”

27-) “Rabbimin beni mağfiret ettiğini ve benim ikramlara nail olanlardan olduğumu…”

28-) Ondan sonra onun halkının üzerine semâdan hiçbir ordu inzâl etmedik, inzâl ediciler de değildik.

29-) Sadece tek bir sayha oldu; onlar hemen sönüverdiler!

30-) Hüsran şu kullara! Kendilerine bir Rasûl gelmeye görsün, hep Onun bildirdiğiyle alay ederlerdi.

31-) Görmediler mi ki onlardan önce nice kuşaklar helâk ettik ki; gidenlerin hiçbiri geri dönmeyecek onlara!

32-) Elbette hepsi, toptan zorunlu hazır bulunacaklar.

33-) Ölü arz da onlar için bir işarettir! Onu dirilttik, ondan ürünler çıkardık da ondan yiyorlar…

34-) Orada hurma ağaçlarından, üzümlerden bahçeler oluşturduk, orada pınarlar fışkırttık.

35-) Onun getirisinden ve ellerinin ürettiklerinden yesinler diye… Hâlâ şükretmezler mi?

36-) Subhan’dır; arzın (bedenin) oluşturduklarından, nefslerinden (bilinçlerinden) ve daha bilmedikleri şeylerden bütün çiftleri (gen sarmallarını) yaratan!

37-) Gece de onlar için bir işarettir! Ondan gündüzü (ışığı) çekeriz de hemen onlar karanlık içinde kalırlar.

38-) Güneş de kendi yörüngesinde akar gider! Aziyz, Aliym’in takdiridir bu!

39-) Ay’a gelince, ona konak yerleri takdir ettik… Nihayet kadim urcun (kuruyup incelen eski hurma dalı) gibi görülür.

40-) Ne Güneş, Ay’a yetişir; ne de gece gündüzü geçer! Her biri ayrı yörüngede yüzerler.

41-) Bizim onların zürriyetlerini o dopdolu gemilerde yüklenip taşımamız da onlar için bir işarettir!

You may use these HTML tags and attributes: <a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <s> <strike> <strong>