12. Hz. Muhammed’in Farkı Nedir? – Ahmed Hulusi
http://ahmedhulusi.org/
“12. Hz. Muhammed’in Farkı Nedir? – Ahmed Hulusi”
00:30 Dünya’ya gelmiş en muhteşem beyin diyorum ya Allah Rasulu Muhammed Mustafa (a.s) için; O muhteşem beyin veya insanlığın efendisi…Niçin? Farkı ne? Birçok Rasuller, Nebiler gelmiş. Hz. Muhammed (a.s) da bir Rasul ve Nebi. Farkı ne acaba diğerlerinden? Hz. Muhammed’i tasdik etmek niçin zorunlu? Diğer Rasulleri tasdik edip, kabullenip, Hz. Muhammed(sav)’i ve bildirdiklerini kabul etmemek niçin insana herşeyi kaybettirir?
02:30 “Hadislerle işimiz yok, bize yanlızca Kur’an yeter” diyenler, ne Kuran’ı anlamışlardır ne ismi Allah olan hakkındaki işaretleri değerlendirebilmişlerdir. Ne de Rasullük veya Nebiliğin işlevinin ne olduğunu, nasıl birşey olduğunu fark etmişlerdir.
04:25 Ey Allah Rasulü’nü inkar eden, bana Kur’an yeter, diyen nankör ! Sil bakayım hafızandan Rasulullah’tan sana ulaşanların hepsini… Bakalım ne konuşabileceksin Kur’an veya hadis veya bunlara dayanan ilimler hakkında…
05:50 Hz. Muhammed (a.s) asla değişmeyen ve dönüşmeyen Sünnetullah’ı okumuş olarak, Risaleti’nin gereği; Fatiha okunan, yaşanan ve Fatiha’sız geçerliliği olmayan salâtı teklif ederken; Nübüvveti’nin işlevi olarak da salat öncesinde abdest almayı, namazın uygulamasını, biçimlerini öğretmiştir.
08:30 Önce şu mutlak gerçeği fark ve kabul edelim; İsmi Allah olarak bize bildirilen ve tanıtılan neyse O’dur… Kul da kuldur… Kulun varlığı ve varlığı altındaki herşey, ismi Allah olana ait olsa dahi; O yine de sadece bir Abd’dır. Ve asla Allah değildir!
11:00 Evrende her birim, kendi boyut ve yapısının, bilinç ve şuuruna sahiptir. Ama bir diğer boyut varlığının bunu algılaması, yapısal şartlar sebebiyle mümkün olmaz. Her birim, kendi yapısındaki bu mertebeler dolayısıyla da kendi özünde oluşacak bir yükseliş, bir mir’ac, bir sıçrama ile Rabbine, Melikine ve İlahına ulaşma şansına sahiptir.
12:00 Arapçada kullanılan, Rasul ve Nebilere verilen kitap kelimesinin anlamı, sarı sayfalı ciltli kitap değil, “BİLGİ”dir!
15:00 Zerre küllün aynasıdır, ama asla zerre, küll değildir. Küll kendisinde var olmuş olsa dahi, o küll özellikleri, külle ait isim ve sıfatların anlamları, ondan belli bir bileşim, belli bir terkip içinde, özellikle açığa çıkmaktadır. Ve bu, kişinin rububiyet mertebesidir. Dolayısıyla bir kişide açığa çıkan özellikler başkadır, bir başkasında başka…