2 – Bakara Sûresi (151-223) – Kur’ân-ı Kerîm Çözümü (arapça) – Ahmed Hulusi
http://ahmedhulusi.org/
“2 – Bakara Sûresi (151-223) – Kur’ân-ı Kerîm Çözümü (arapça) – Ahmed Hulusi”
“Euzü Billahi mineş şeytanir racim”
BismillahirRahmanirRahıym
151-) Kemâ erselnâ fiyküm Rasûlen minküm yetlû aleyküm âyâtinâ ve yüzekkiyküm ve yüallimükümül Kitâbe vel Hikmete ve yüallimüküm mâ lem tekünû ta’lemûn
Nitekim, içinizden (hakikati dillendirmek üzere) Rasûl irsâl ettik (açığa çıkardık); âyetlerimizi (varlığın hakikati oluşumuza dair işaretleri) size tilavet ediyor (okuyup anlatıyor), sizi arındırıyor ve Kitabı (hakikat ve Sünnetullâh bilgisini), Hikmeti (varlığın oluş sistem ve düzenini, oluş mekanizmasını) ve bilmediklerinizi öğretiyor.
152-) Fezkürûniy ezkürküm veşkürûliy ve lâ tekfurûn;
O hâlde beni zikredin (anın – düşünün) ki sizi zikredeyim. Şükredin bana (değerlendirin beni), sakın küfretmeyin (hakikatiniz ve varlığın hakikati olduğumu inkâr etmeyin).
153-) Yâ eyyühelleziyne âmenüste’ıynû BisSabri vesSalâti, innAllâhe ma’asSabiriyn;
Ey iman edenler, hakikatinizin açığa çıkartacağı sabır (dayanma kuvvesi) ve salât (hakikatiniz olan Esmâ mertebesine yönelişin getirisi olan müşahede) ile yardım isteyin. Muhakkak ki Allâh sabredenlerledir (Es Sabûr Esmâ’sıyla – mâiyet sırrı).
154-) Ve lâ tekulû limen yuktelu fiy sebiylillâhi emvât* bel ahyâün ve lâkin lâ teş’urûn;
Allâh için (iman ehli olduğu ve iman mücadelesi verdiği için) öldürülenlere “ölüler” demeyin. Bilakis onlar diridirler, ancak siz bunu idrak edecek kapasiteye sahip değilsiniz.
155-) Ve leneblüvenneküm Bişey’in minelhavfi velcû’ı ve naksın minel emvâli vel enfüsi vessemerat* ve beşşirisSabiriyn;
Sizi, korkacağınız bir şeyle, açlıkla, malınızı, canlarınızı (canınız gibi sevdiklerinizi), çalışmalarınızın mahsulü olan şeyleri eksiltmekle sınarız. Bu olaylara karşı sabredenleri (tepki koymayıp olayın nasıl sonuçlanacağını bekleyenleri) müjdele!
156-) Elleziyne izâ esabethüm musıybetün kalû innâ Lillâhi ve innâ ileyhi râci’ûn;
Onlar, kendilerine hoşlanmadıkları bir olay isâbet ettiğinde, “Biz Allâh (Esmâ’sının açığa çıkması) içiniz ve O’na dönücüyüz (sonuçta bu gerçeği yaşayacağız)” derler.
157-) Ülâike aleyhim salevâtun min Rabbihim ve rahmetün ve ülâike hümül mühtedûn;
İşte bunlar üzerinedir Rablerinin salâvatı (hakikatlerini fark ettirmek üzere tecellisi) ve rahmeti (Esmâ’sının açığa çıkış seyri güzellikleri)… İşte bunlardır hidâyet bulanların ta kendileri…
158-) İnnesSafâ velMervete min şeâirillâh* femen haccel Beyte evı’temera felâ cünâha aleyhi en yettavvefe Bihima* ve men tetavve’a hayren feinnAllâhe Şakirün Aliym;
Safa ve Merve, Allâh işaretlerindendir. Kim hac veya umre niyetiyle El Beyt’i (Kâbe) ziyaret ederse, onları da (Safa – Merve) tavaf etmesinde bir sakınca yoktur. Kim hayır olması için daha fazlasını yaparsa, Allâh (varlığındaki Esmâ mertebesinden) Şakir’dir (yapılanları fazlasıyla değerlendiren), Aliym’dir.
159-) İnnelleziyne yektümûne mâ enzelna minel beyyinâti velhüdâ min ba’di mâ beyyennâhü linNâsi fiyl Kitâbi ülâike yel’anühümullâhu ve yel’anühümülla’ınûn;
Kitapta apaçık bildirdiklerimizden sonra kim ki o işaret ve hidâyet vesilelerini gizlerse, işte Allâh onlara lânet eder (Allâh’tan uzak düşerler), lânet edebilecek herkes dahi lânet eder (yani hem bâtından hem de zâhirden gelen bir Allâh’tan ayrı düşmenin sonuçlarını yaşarlar).