2 – Bakara Sûresi (224-286) – Kur’ân-ı Kerîm Çözümü (arapça) – Ahmed Hulusi
http://ahmedhulusi.org/
“2 – Bakara Sûresi (224-286) – Kur’ân-ı Kerîm Çözümü (arapça) – Ahmed Hulusi”
“Euzü Billahi mineş şeytanir racim”
BismillahirRahmanirRahıym
224-) Ve lâ tec’alullâhe urdaten lieymaniküm en teberrû ve tetteku ve tuslihû beynen Nâs* vAllâhu Semiy’un ‘Aliym;
Allâh adına yaptığınız yeminler; iyilik yapmak, korunmak, insanlar arasını düzeltmek gibi konularda size engel olmasın. Allâh Semi’dir, Aliym’dir.
225-) Lâ yuahızükümüllâhu Bil lağvi fiy eymaniküm ve lâkin yuahızüküm Bi mâ kesebet kulûbüküm* vAllâhu Ğafûr’un Hâliym;
Allâh bilmeyerek yaptığınız yeminlerden dolayı sizi sorumlu tutmaz. Fakat kalplerinizin (bilincinizin, haddi aşan) getirisinden sorumlu tutar. Allâh Ğafûr’dur, Haliym’dir.
226-) Lilleziyne yu’lûne min nisâihim terabbusu erbeati eşhur* fein fâu feinnAllâhe Ğafûr’un Rahıym;
Karılarına yaklaşmama yemini edenlere dört ay bekleme vardır. Şayet bu süre içinde yeminlerinden dönerlerse, muhakkak Allâh Ğafûr’dur, Rahıym’dir.
227-) Ve in azemüttalâka feinnAllâhe Semiy’un ‘Aliym;
Eğer boşamaya karar verirlerse, şüphesiz Allâh Semi’dir, Aliym’dir (niyetlerini bilir).
228-) Vel mütallekatu yeterabbasne Bi enfüsihinne selâsete kurû’* ve lâ yehıllu lehünne en yektümne mâ halekAllâhu fiy erhamihinne in künne yu’minne Billâhi vel yevmil ahır* ve bü’ûletühünne ehakku Bi raddihinne fiy zâlike in eradû ıslaha* ve lehünne mislülleziy aleyhinne Bil ma’rûf* ve lirRicali aleyhinne deracetün, vAllâhu Aziyz’ün Hakiym;
Boşanmış kadınlar üç aybaşı süresi hamile olup olmadıklarını anlamak için evlenmeyip bekleyeceklerdir. Hakikatleri olan Allâh’a ve gelecekte yaşanacak sürece iman ediyorlarsa, Allâh’ın rahimlerinde yarattığını gizlemeye hakları yoktur. Kocaları da bu süre zarfında barışmak isterse, başkalarından daha önceliklidir. Karıların kocaları üzerindeki hakkı gibi kocaların da karıları üzerinde hakkı vardır. Ancak kocaların hakkı bir derece daha ileridir (erkekten kadına akış olduğu için). Allâh Aziyz’dir, Hakiym’dir.
229-) EtTalâku merretân* fe imsakün Bi ma’rûfin ev tesriyhun Bi ıhsan* ve lâ yahıllu leküm en te’huzû mimmâ âteytümûhünne şey’en illâ en yehâfâ ellâ yukıyma hudûdAllâh* fein hıftüm ellâ yukıyma hudûdAllâhi felâ cünaha aleyhima fiymeftedet Bihi, tilke hudûdullâhi felâ ta’tedûha* ve men yeteadde hudûdAllâhi feülâike hümüz zalimûn;
Boşanma iki defadır. Ondan sonrası ya devamdır ya da geri dönmesiz serbest bırakmadır. Karılarınıza verdiklerinizden bir şeyi (boşanma yüzünden) geri almanız helal değildir. Eğer karı ve koca Allâh hudutları içinde yaşamakta zorlanırlarsa, kadının erkekten aldıklarını iade ederek boşanma isteme hakkı vardır ve bundan dolayı suçlu olmaz. İşte bunlar Allâh’ın size koyduğu sınırlardır ki sakın aşmayın. Kim sınırları aşarsa nefsine zulmedenlerden olur.
230-) Fein tallekahâ felâ tehıllu lehû min ba’dü hattâ tenkıha zevcen ğayrehu, fein tallekahâ felâ cünâha aleyhimâ en yeterâce’â in zanna en yukıyma hudûdAllâh* ve tilke hudûdullâhi yubeyyinuha li kavmin ya’lemûn;
Erkek bunlardan sonra (üçüncü defa) tekrar karısını boşarsa, o kadın başka biri ile nikâhlanmadıkça tekrar kendisine helal olmaz. Şayet yeni kocasından boşanırsa, evlilik şartlarını Allâh sınırları içinde yürütebileceklerini düşünüyorlarsa, tekrardan nikâhlanmalarında üzerlerine bir suç yoktur. İşte bunlar Allâh’ın (koyduğu) sınırlarıdır ki, (Allâh’ı) bilen kavim için açıklıyor.