28 – Kasas Sûresi – Kur’ân-ı Kerîm Çözümü (arapça) – Ahmed Hulusi
http://ahmedhulusi.org/
“28 – Kasas Sûresi – Kur’ân-ı Kerîm Çözümü (arapça) – Ahmed Hulusi”
“Euzü Billahi mineş şeytanir racim”
BismillahirRahmanirRahıym
1-) Taa Siiiyn Miiiym;
Ta, Siin, Miiim.
2-) Tilke ayatul Kitabil mubiyn;
İşte bunlar O Kitab-ı Mubiyn’in (apaçık ortada olan Evrenin {KİTAP} sistem ve düzeninin) işaretleridir.
3-) Netlu aleyke min nebei Musa ve fir’avne Bil Hakkı li kavmin yu’minun;
İman eden bir kavim için, Musa ve Firavun’un haberinden bir kısmını sana Hak olarak tilavet edeceğiz.
4-) İnne fir’avne alâ fiyl Ardı ve ce’ale ehleha şiye’an yestad’ıfü taifeten minhüm yüzebbihu ebnaehüm ve yestahyiy nisaehüm* innehu kâne minel müfsidiyn;
Muhakkak ki Firavun o bölgede üstünlük kurmuş ve oranın halkını çeşitli sınıflara bölmüştü. Onlardan bir sınıfı aciz bırakıp aşağılamak için, onların oğullarını boğazlıyor ve kadınlarını diri bırakıyordu… Muhakkak ki o, bozgunculardandı.
5-) Ve nüriydü en nemünne alelleziynestud’ıfu fiyl Ardı ve nec’alehüm eimmeten ve nec’alehümül varisiyn;
Biz de diledik ki, o bölgedeki âciz bırakılıp aşağılananlara lütufta bulunalım, onları önderler yapalım ve kendilerini vârisler kılalım.
6-) Ve nümekkine lehüm fiyl Ardı ve nüriye fir’avne ve hamane ve cünudehüma minhüm ma kânu yahzerun;
Onları o bölgede güvenli kılalım; Firavun’u, Haman’ı (başrahibi) ve o ikisinin ordularını korktuklarına uğratalım!
7-) Ve evhaynâ ila ümmi Musa en ardı’îh* feizâ hıfti aleyhi feelkıyhi fiylyemmi ve lâ tehafiy ve lâ tahzeniy* inna radduhu ileyki ve ca’ıluhu minel murseliyn;
Musa’nın anasına şöyle vahyettik: “Onu emzir… Onun hakkında korktuğunda da Onu nehre (Nil’e) bırak… Korkma, mahzun olma! Muhakkak ki biz Onu sana geri döndüreceğiz ve Onu Rasûllerden kılacağız.”
😎 Feltekatahu alü fir’avne li yekûne lehüm adüvven ve hazena* inne fir’avne ve hamane ve cünudehüma kânu hatıiyn;
Firavun’un ailesi Onu kaybolmuş çocuk olarak bulup aldı. Kendileri için düşman ve hüzün vesilesi olacağı için… Muhakkak ki Firavun, Haman ve o ikisinin orduları yanlış işler yapıyordu!
9-) Ve kaletimraetü fir’avne kurretü aynin liy ve lek* lâ taktüluh* asâ en yenfe’ana ev nettehızehu veleden ve hüm lâ yeş’urun;
Firavun’un karısı dedi ki: “Benim için de senin için de göz aydınlığıdır (bu çocuk). Onu öldürmeyin! Umulur ki bize faydalı olur yahut Onu evlat ediniriz”… Onlar (işin) farkında değillerdi.
10-) Ve asbeha fuadü ümmi Musa fariğa* in kâdet letübdiy Bihi lev lâ en rabatnâ alâ kalbiha litekûne minel mu’miniyn;
Musa’nın anasının gönlü çocuğundan başka şey düşünmez oldu… İman edenlerden olması için eğer güven duygusu vermeseydik, az kalsın onu açıklayacaktı.
11-) Ve kalet liuhtihi kussıyh* febesuret Bihi an cünübin ve hüm lâ yeş’urun;
(Musa’nın anası, Musa’nın) kız kardeşine dedi ki: “Onu izle”… (O da) onlar farkında olmaksızın, Onu uzaktan gözledi.
12-) Ve harramnâ aleyhil meradı’a min kablü fekalet hel edüllüküm alâ ehli beytin yekfülunehu leküm ve hüm lehu nasıhun;
Önce, Ona sütanneleri haram kıldık (Musa hiçbir kadından süt emmedi); (kız kardeşi) dedi ki: “Sizin namınıza Onun bakımını üstlenip yetiştirecek bir aile göstereyim mi?” diye akıl verdi.
13-) Feradednahü ila ümmihi key tekarre aynüha ve lâ tahzene ve lita’leme enne va’dAllâhi Hakkun ve lakinne ekserehüm lâ ya’lemun;
Nihayet Onu anasına geri döndürdük ki, gözü aydın olsun, mahzun olmasın ve bilsin ki, Allâh’ın vaadi Hak’tır… Fakat onların çoğu bilmezler.
14-) Ve lemma beleğa eşüddehu vesteva ateynahu hükmen ve ılma* ve kezâlike neczil muhsiniyn;
(Musa) olgunluğa erişip (33 yaş) daha sonra da (olgunluğun getirisi olan, olayları hakkıyla değerlendirme) yaşına eriştiğinde (40 yaş) Ona hüküm ve ilim verdik… Muhsinleri işte böyle mükâfatlandırırız.