29 – Ankebût Sûresi – Kur’ân-ı Kerîm Çözümü – Ahmed Hulusi
http://ahmedhulusi.org/
“29 – Ankebût Sûresi – Kur’ân-ı Kerîm Çözümü – Ahmed Hulusi”
“Euzü Billahi mineş şeytanir racim”
BismillahirRahmanirRahıym
1-) Elif, Lâm, Mim! (İlmini ilminde ilmiyle!)
2-) İnsanlar denenip (kendilerince) ne olduklarının sonucu görülmeden “İman ettik” lafıyla kurtulacaklarını mı sandılar!
3-) Andolsun ki onlardan öncekileri de sınav objeleriyle denemişizdir… Allâh (dışarıdan bir tanrı gibi değil – hakikatleri olarak) elbette (sözlerinde) sadıkları açığa çıkarıp bilecek ve elbette yalancıları da açığa çıkarıp bilecek.
4-) Yoksa o kötülükleri yapanlar bizi geçip gideceklerini mi sandılar… Ne kötü hüküm veriyorlar!
5-) Kim Allâh’ın likâsını (ismi Allâh olanın, şuurunda Esmâ’sıyla açığa çıkışını fıtratınca yaşamayı) umuyorsa, (bilsin ki) muhakkak ki Allâh’ın takdiri olan bedenli yaşam sürecinin sonu elbette gelir! “HÛ”; Es Semi’dir, El Aliym’dir. (Âyet sonundaki bu tanımlama daima “HÛ” denerek Allâh adıyla işaret edilenin tenzih yönüne; Esmâ adıyla da teşbih yönüne işaret ederek OKUyanda tevhid bakışını oluşturmak amacını gütmektedir Allâhu âlem. A.H.)
6-) Kim (bu imanı, hakikati yaşamak için) hırs – azim ile çalışırsa, yalnızca kendi benliği için bu savaşı vermiş olur (Cihadı Ekber – büyük savaş)! Muhakkak ki Allâh, âlemlerden (Esmâ bileşimi birimselliklerden) elbette Ğaniyy’dir (“HÛ”viyeti {ZÂT’ı} itibarıyla, Esmâ’sında açığa çıkanlarla kayıtlanmaktan veya onlarla sınırlı tanımlanmaktan münezzehtir)!
7-) İman edip imanın gereğini uygulayanlara gelince, onların kötülüklerini (nefsanî özelliklerini) kendilerinden elbette sileriz ve elbette yaptıklarının en güzeli ile kendilerini cezalandırırız!
😎 Biz insana ana-babasına güzel davranmasını vasiyet ettik… Eğer ilmine ters düşen bir şeyi bana ortak koşman için seninle tartışıp seni zorlarlarsa, o ikisine itaat etme! Dönüşünüz banadır… Yaptıklarınızın (anlamının) haberini vereceğim.
9-) İman edip imanın gereğini uygulayanlara gelince, onları elbette sâlihlere dâhil edeceğiz.
10-) İnsanlardan kimisi de vardır ki: “Amenna billâh = iman ettik Esmâ’sıyla hakikatimiz olan Allâh’a” dediği hâlde; Allâh uğruna eziyete uğradığında, insanların fitnesini Allâh’ın azabı gibi kabul etti. Andolsun ki Rabbinden bir zafer gelirse, elbette şöyle diyecekler: “Gerçekten biz sizinle beraberdik.” Allâh, âlemlerin sadırlarında (insanların beyinlerinde) olan şeyi (Esmâ’sından yaratanı olarak) daha iyi bilen değil midir?
11-) Allâh, elbette iman edenleri bilecektir; elbette münafıkları da (zekâlarını, Hak olan doğrultusunda değil, çıkarları doğrultusunda kullanan ikiyüzlüleri) bilecektir.
12-) Hakikat bilgisini inkâr edenler, iman edenlere dedi ki: “Bizim anlayışımıza uyun, sizin suçlarınızı (günahlarınızı) biz yüklenelim!” İnkârcılar, onların suçlarının veballerinden hiçbir şey yüklenmezler… Muhakkak ki onlar yalancılardır.
13-) Andolsun ki onlar hem kendi veballerini, hem de kendi yükleriyle beraber (başka) veballer de yüklenip taşıyacaklar… Uydurdukları fikirlerden kıyamet sürecinde mutlaka sorumlu tutulacaklardır.
14-) Andolsun ki Nuh’u kendi toplumuna irsâl ettik de onların içinde elli yıl hariç bin sene kaldı! Zulümleri üzereyken tufan onları yakaladı.
15-) Onu ve gemi halkını kurtardık ve onu insanlar için bir ibret kıldık.
16-) İbrahim… Hani (İbrahim) toplumuna dedi ki: “Allâh’a kulluk edin ve O’ndan korunun! Anlayabilirseniz bu sizin için daha hayırlıdır.”
17-) “Allâh dûnunda putlara tapıyorsunuz; uyduruyorsunuz! Allâh dûnunda tapındıklarınız var ya, size bir yaşam gıdası veremezler! Yaşam gıdanızı (hakikatiniz olan) Allâh indînden isteyin… O’na ibadet edin ve O’na şükredin… O’na döndürülmektesiniz.”
18-) “Eğer yalanlarsanız, (bilin ki) sizden önceki ümmetler de yalanlamıştı… Rasûle düşen apaçık bir tebliğden başka değil.”
19-) Görmediler mi Allâh, yaratılmışları nasıl yaratıyorsa, sonra da onu (aslına veya ikinci defa yeni bir yaratışa) iade ediyor… Muhakkak ki bu Allâh’a kolaydır.
20-) De ki: “Arzda (bedende) inceleme yapıp, yaratmaya nasıl başladığına bir bakın… Bundan sonra Allâh, neş’e-i âhireti (gelecek yaşam bedeninizi) inşa eder… Muhakkak ki Allâh her şey üzerine Kaadir’dir.”
21-) “Dilediğine azap eder, dilediğine de merhamet eder… O’na dönüştürüleceksiniz (Hakikatinizin El Esmâ ül Hüsnâ olduğunu fark edeceksiniz)!”