3 – Âl-u Imran Sûresi (001-063) – Kur’ân-ı Kerîm Çözümü – Ahmed Hulusi

http://ahmedhulusi.org/

“3 – Âl-u Imran Sûresi (001-063) – Kur’ân-ı Kerîm Çözümü – Ahmed Hulusi”

“Euzü Billahi mineş şeytanir racim”

BismillahirRahmanirRahıym

1-) Eliif, Lââââm, Miiiim.

2-) Allâh O; tanrı ve tanrısallık yoktur, sadece “HÛ” (HÛ ismi, hüviyet-i Zât’a işaret eden isimdir ki birçok yerde önce “HÛ” denerek hüviyet-i Zât’ın âlemlerden ve tüm mânâlarla kayıtlanmaktan berî olduğu vurgulanır, sonra O’nda açığa çıkan bir özelliğe işaret eden isim belirtilir, sözü edilen konuya bağlı olarak); Hayy’dır (hayatın kendisidir) ve Kayyum’dur (âlemler O’nunla vücud bulur ve devam eder).

3-) Senin ellerin arasındaki, geçmişten gelen Hak bilgileri tasdikleyen bu Kitabı (Hakikat ve Sünnetullâh bilgisini), Hakk’ın ta kendisi olarak, inzâl etti (bilincinde açığa çıkardı). Tevrat (Musa’ya gelen vahiyler) ve İncil’i (İsa’ya vahyolanı) de inzâl etmişti.

4-) Önceden insanlara bir Hüda (hakikate erdirici, doğru yolu gösterici) olarak. Furkan’ı da (Hak ile bâtılı, hayr ile şerr olanı ayırt eden) inzâl etti. Muhakkak ki Allâh’ın işaretlerindeki varlığını (Esmâ’sının açığa çıkışı olan işaretleri) örten, inkâr edenler var ya, onlar için şiddetli bir azap vardır. Allâh Aziyz’dir, Züntikam’dır (yapılanın sonucunu acıma söz konusu olmaksızın yaşatan).

5-) İşte Allâh! Semâda (gökte – bilinç boyutunda – melekî boyutta – maddenin hakikati kuantsal boyutta) ve arzda (madde boyutunda – bedende – yeryüzünde) hiçbir şey O’na (hafî) gizli değildir! (Çünkü O Esmâ’sı itibarıyla her “şey”in hakikatidir. Ki gizlilik veya açıklık şey’iyet için söz konusudur.)

6-) Sizi rahimlerde (ana karnında – Rahıymiyetinde – varlığınızı oluşturan Esmâ mertebesinde) dilediği gibi şekillendiren (oluşturan – programlayan) “HÛ”dur! Tanrı yoktur sadece “HÛ”; Aziyz’dir, Hakiym’dir.

7-) “HÛ”dur; ki sana inzâl ettiği BİLGİ (Kitap) işaretlerinin bir kısmı muhkemdir (açık – net anlaşılır hükümler ihtiva eden), bilginin (Kitabın) anası – temelidir; diğerleri de müteşabihâttır (teşbih – misal benzetme yollu anlatım). Kalplerinde zey (art niyetli, olayı saptırmak isteyen düşünceye sahip) olan kişiler, fitne amaçlı tevilini (yorumunu – neye işaret ettiğini) yapmak üzere müteşabih olanlarıyla hükmederler. Bunların tevilini (kesin olarak ne kastedildiğini) ancak Allâh bilir. İlimde Rasih olanlar (derinlikli düşünenler): “İman ettik, onların tamamı Rabbimizin indîndendir” derler. Öze ermişlerden (Ulül Elbab) başkası bunu anlayamaz.

😎 Rabbimiz, bize hidâyet ettikten (hakikati gösterip idrak ettirdikten) sonra şuurumuzu (nefsaniyete – egoya) döndürme ve bize ledünnünden bir rahmet bağışla. Muhakkak sen Vehhâb’sın.

9-) “Rabbimiz, muhakkak ki sen, oluşacağı konusunda şek, şüphe olmayan süreçte insanları cem edeceksin. Şüphesiz ki Allâh vaadinden dönmez.”

10-) Muhakkak ki kâfirlere (inkârcılara), Allâh’tan açığa çıkacak şeye karşı ne malları ne de evlatları yarar sağlamaz. Bunlar ateşin yakıtıdırlar.

11-) (Onların gidişatı) tıpkı Firavun hanedanı ve onlardan öncekilerin gidişatı gibi… (Onlar) işaretlerimizi (Esmâ’nın açığa çıkışı olan işaretleri) yalanlamışlardı. Allâh da onları bu suçlarıyla yakalayıverdi. Allâh “Şediyd’ül Ikab”dır (yapılan suçun hak ettiği karşılığı vermede çok şiddetlidir).

12-) Kâfirlere (hakikati inkâr edenlere) de ki: “Yenileceksiniz ve cehennemde toplanacaksınız… Ne kötü döşektir o!”

13-) Hakikat ki; sizin için, karşı karşıya gelmiş iki topluluğun hâlinde bir işaret – ibret vardı; bir topluluk Allâh için vuruşurken, diğerleri kâfirdi ve onları gözleriyle kendilerinin iki misli olarak görüyorlardı. Allâh dilediğini yardımıyla destekler. Muhakkak bunda basîret sahipleri için büyük ibret vardır.

14-) İnsanlara süslü gösterilerek, kadınlara, çocuklara, kantar kantar altına ve gümüşe, soylu atlara, sığırlara, ekinlere şehvetli bir düşkünlük oluşturulmuştur. Oysa bunlar geçici dünya zevkleridir. Allâh ise… Varılacak en güzel hedef O’nun indîndedir.

15-) De ki: “Size bunlardan daha hayırlısını haber vereyim mi? Allâh indînde korunanlar için altlarında ırmaklar akan cennetler vardır ki, orada sonsuza dek kalıcıdırlar. Hem de orada tertemiz eşler (bilincin eşi kusursuz hastalıksız beden olarak da anlaşılabilir) ve Allâh’ın kendilerinden razı olması vardır. Allâh kullarının hakikatinde olarak Basıyr’dir.”

You may use these HTML tags and attributes: <a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <s> <strike> <strong>