34 – Sebe’ Sûresi – Kur’ân-ı Kerîm Çözümü (arapça) – Ahmed Hulusi
http://ahmedhulusi.org/
“34 – Sebe’ Sûresi – Kur’ân-ı Kerîm Çözümü (arapça) – Ahmed Hulusi”
“Euzü Billahi mineş şeytanir racim”
BismillahirRahmanirRahıym
1-) ElHamdu Lillâhilleziy lehu ma fiys Semavati ve ma fiyl Ardı ve lehül Hamdu fiyl ahireti, ve “HU”vel Hakiymül Habiyr;
Hamd, semâlarda (bilinç mertebeleri) ve arzda (beden) ne varsa kendisi için olan Allâh’a aittir! Sonsuz gelecek yaşamda dahi Hamd O’na aittir! “HÛ”; Hakiym’dir, Habiyr’dir.
2-) Ya’lemu ma yelicü fiyl Ardı ve ma yahrucü minha ve ma yenzilü mines Semai ve ma ya’rucü fiyha* ve HUver Rahıymul Ğafûr;
Arza (bedene – yeryüzüne) gireni ve ondan çıkanı; semâdan inzâl olanı (bilinçten açığa çıkanı) ve ondaki (boyutsal yükselişi) urûc edeni bilir… “HÛ”; Rahıym’dir, Ğafûr’dur.
3-) Ve kalelleziyne keferu lâ te’tiynes sa’atü, kul bela ve Rabbiy lete’tiyenneküm ‘Alimil ğayb* lâ ya’zübü anhü miskalü zerretin fiys Semavati ve lâ fiyl Ardı ve lâ asğaru min zâlike ve lâ ekberu illâ fiy Kitabin mubiyn;
Hakikat bilgisini inkâr edenler: “O saat (ölümle hakikati fark etmek) bize gelmeyecek” dediler… De ki: “Hayır, gaybı bilen Rabbime yemin ederim ki elbette size gelecektir! Semâlarda ve arzda zerre ağırlığınca bir şey dahi O’ndan gizli kalmaz! (Hatta) ondan daha küçük ve daha büyük (ne varsa o da) Kitab-ı Mubiyn’dedir (apaçık kitap olan fiiller âleminde).”
4-) Liyecziyelleziyne amenû ve amilussalihat* ülaike lehüm mağfiretün ve rizkun keriym;
İman edip imanının gereğini uygulayanları cezalandırması içindir (bu)! İşte onlar için mağfiret ve kerîm yaşam gıdası vardır.
5-) Velleziyne se’av fiy âyâtiNA mu’aciziyne ülaike lehüm azâbü min riczin eliym;
İşaretlerimizi geçersiz kılmak için koşuşturanlara gelince, işte onlar için riczten (pislik, vehim) kaynaklanan feci bir azap vardır!
6-) Ve yeralleziyne utül ılmelleziy ünzile ileyke min Rabbike “HU”vel Hakka, ve yehdiy ila sıratıl ‘Aziyzil Hamiyd;
Kendilerine ilim verilenler, Rabbinden sana inzâl olunanın Hakk’ın ta kendisi olduğunu ve Aziyz, Hamiyd’in, Hakikatine erdirme yoluna yönlendirdiğini görürler.
7-) Ve kalelleziyne keferu hel nedüllüküm alâ racülin yünebbiüküm izâ muzzıktum külle mümezzekın, inneküm lefiy halkın cediyd;
Hakikat bilgisini inkâr edenler dedi ki: “Unufak toz olduktan sonra, kesinlikle siz yeni bir yaratılışta olursunuz, diyerek Nebilik iddia eden bir adamı size gösterelim mi?”
😎 Eftera alellahi keziben em Bihi cinnetün, belilleziyne lâ yu’minune Bil ahireti fiyl azâbi ved dalâlil be’ıyd;
“(Acaba o adam) Allâh’a atfen bir yalan mı uydurdu yoksa onda bir cinnet mi söz konusu?” (dediler)… Tam tersine, sonsuz gelecek yaşamlarına iman etmeyenler, azap ve (hakikatten) uzak düşmüş bir sapma içindedirler.
9-) Efelem yerav ila ma beyne eydiyhim ve ma halfehüm mines Semai vel Ard* in neşe’ nahsif Bihimül Arda ev nüskıt aleyhim kisefen mines Sema’* inne fiy zâlike leayeten likülli abdin müniyb;
Önlerinde ve arkalarında (gelecekte ve geçmişte), semâdan ve arzdan (bilinç ve bedenen) neler olduğunu görmediler mi? Eğer dilesek onları arza batırırız (bedensellikte boğarız Esmâ’mızdan açığa çıkan bir şekilde) yahut üzerlerine semâdan parçalar düşürürüz (düşüncelerini alt – üst ederiz)! Muhakkak ki bunda (hakikatine) yönelen her kul için elbette bir işaret vardır.
10-) Ve lekad ateyna Davude minna fadlâ* ya cibalü evvibiy meahu vettayr* ve elenna lehül hadiyd;
Andolsun ki Davud’a bizden bir lütufta bulunduk. “Ey dağlar (benlik sahipleri), Onunla beraber beni tespih edin ve de kuşlar (ilimle seyredenler)!” Onun için, keskin (demir leblebi olan gerçeği) olanı (hakikate imanı) yumuşattık.