37 – Sâffât Sûresi – Kur’ân-ı Kerîm Çözümü – Ahmed Hulusi
http://ahmedhulusi.org/
“37 – Sâffât Sûresi – Kur’ân-ı Kerîm Çözümü – Ahmed Hulusi”
“Euzü Billahi mineş şeytanir racim”
BismillahirRahmanirRahıym
1-) Andolsun o saflar olarak dizilenlere (boyutları oluşturan kuvvelere).
2-) O (Allâh’tan engelleyici – perdeleyici faktörleri) şiddetle defedenlere.
3-) O zikir (hatırlatıcıyı) okuyanlara.
4-) Muhakkak ki sizin tanrınız (olarak düşündüğünüz) Vâhid’dir!
5-) Semâların, arzın ve ikisi arasında olanların Rabbidir (Esmâ’sıyla açığa çıkaranı) ve doğu(ş)ların (açığa çıkacakların) da Rabbidir!
6-) Muhakkak ki biz, o Dünya semâsını gezegenler ile zinetlendirdik.
7-) (Dünya semâsını) kurallara itaatten çıkan her şeytandan koruduk.
😎 (O şeytanlar) Mele-i Âlâ’yı dinleyemezler ve her taraftan şiddetle defedilirler!
9-) Kovularak… Onlar için daimî bir azap vardır.
10-) Ancak bir söz kapan olursa, bu yüzden onu yakıcı bir alev takip eder.
11-) O hâlde görüşlerini sor onlara (seni inkâr edenlere): Yaratılışları itibarıyla onlar mı daha güçlü yoksa yarattıklarımız mı? Doğrusu biz onları Tıyn-i Lazib’den (yapışkan – kopup ayrılmayan bir balçıktan) yarattık.
12-) Hayır, onların alaylı hâllerine şaşıp kaldın.
13-) Onlar hatırlatıldıklarında da hatırlayıp düşünmezler!
14-) Bir işaret gördüklerinde, alaya alırlar.
15-) “Bu apaçık bir büyüleyici etkidir” dediler.
16-) “Öldüğümüz, toprak ve kemikler olduğumuzda, gerçekten biz bâ’s olunacak mıyız?”
17-) “Evvelki atalarımız da mı?”
18-) De ki: “Evet! Siz de boyun bükmüş zavallılar olarak (bâ’s olunacaksınız).”
19-) O ancak bir tek çığlık; birden onlar bakınırlar!
20-) “Vay bize! Bu, Din Günü’dür!” dediler.
21-) “Bu, kendisini yalanladığınız ayırt etme sürecidir!”
22-) “Toplayın o zulmedenleri (bilinçleri), onların eşlerini (bedenlerini) ve tapınıp kulluk yaptıkları şeyleri.”
23-) “Allâh dûnundakileri! Onları cehennem yoluna yollandırın!”
24-) “Durdurun onları! Muhakkak ki onlar sorumludurlar!”
25-) “Ne oldu size ki (bugün) birbirinizle yardımlaşmıyorsunuz?”
26-) Aksine onlar bugün boyun eğip teslim olmuşlardır!
27-) Birbirlerini sorgulayıp suçlarlar!
28-) “Muhakkak ki siz bize sağdan (sanki hakikati bildirirmiş gibi) gelirdiniz?”
29-) (Onlar da) dediler ki: “Hayır, siz iman etmediniz (bildirilenlere)!”
30-) “Bizim, üzerinizde bir hâkimiyetimiz yoktu… Aksine siz azgın bir topluluk idiniz.”
31-) “İşte sonunda Rabbimizin bildirisi gerçekleşti! Doğrusu (şimdi) biz (azabı) tadıcılarız.”
32-) “Bundan ötürü sizi saptırıp azdırdık… İşin gerçeği biz azmıştık!”
33-) Muhakkak ki onlar, o süreçte azapta ortak olanlardır.
34-) Kesinlikle biz, şirk suçunu açığa çıkaranlara işte bunu uygularız!
35-) Onlara “lâ ilâhe İllAllâh” gerçeğini kabullenin denildiğinde, muhakkak ki onlar benliklerini öne çıkarmışlardı!
36-) “Tanrılarımızı, cinlenmiş bir şair için terk mi edeceğiz?” derlerdi.
37-) Hayır, O, Hak olarak gelmiştir ve Rasûlleri de tasdik etmiştir.
38-) Muhakkak ki siz o feci azabı tadıcılarsınız!
39-) Yaptıklarınızın sonucundan başka bir şey yaşamazsınız!
40-) Allâh’ın ihlâsa (samimiyete, sâfiyete) erdirilmiş kulları (azaptan) müstesna.
41-) İşte onlar için bilinen (takdir edilmiş olan) bir rızık vardır.
42-) Meyveler (elde etmiş oldukları kuvvelerin getirileri)… Onlar ikram olunanlardır.
43-) Nimetler cennetlerinde.
44-) Serirler (makamlar) üzerinde karşılıklı olarak otururlar.
45-) Kaynaktan (Esmâ hakikatinden) doldurulmuş kâseleri (kuvveleri) gezdirilir.
46-) Bembeyaz (marifet nûru), içenlere (kullananlara) keyif veren kâseler (kuvveler).
47-) Aklı yanlışa yönlendiren bir özellik yoktur onda… Onlar ondan sarhoş da olmazlar (neyi nasıl yaptıklarının bilincini hiç yitirmezler)!
48-) Yanlarında gözlerini yalnızca onlara dikmiş, göz aydınlığı olanlar vardır.
49-) Sanki onlar (kendileri için) korunmuş yumurtalar (kuvvelerini açığa çıkarmada yardımcı objeler) gibidir.
50-) (Cennettekiler) birbirlerine yönelip soruşurlar.