4 – Nisâ’ Sûresi (001-093) – Kur’ân-ı Kerîm Çözümü – Ahmed Hulusi
http://ahmedhulusi.org/
“4 – Nisâ’ Sûresi (001-093) – Kur’ân-ı Kerîm Çözümü – Ahmed Hulusi”
“Euzü Billahi mineş şeytanir racim”
BismillahirRahmanirRahıym
1-) Ey insanlar, sizi tek bir nefsten (benlikten) yaratan (bütün beyinlerde tek bir “BEN” kavramı vardır. Bu “BEN” daha sonra beynin açılımlarına göre çeşitlenen özelliklerle farklı “benlik”ler hâlini alır. Ki bu oluşmuş “benlik”tir. Ana “ben” ise tektir orijin “ben”dir. A.H.) ve ondan da kendi eşini (bedensel benlik) halk eden ve ikisinden pek çok erkek ve kadın üretip (Dünya’ya) yayan Rabbinizden korunun! Korunun O Allâh’tan ki, siz O’nun hürmetine (kişinin hakikatinin Esmâ olması sebebiyle hakikatte Allâh’tan) ve de Rahıymlerin hatırına (Esmâ mertebesinin oluşturduğu insanî hakikat dolayısıyla) birbirinizden istersiniz. Çünkü Allâh, Esmâ’sıyla sizi her an kontrolünde tutandır (Rakıyb’dır).
2-) Yetimlere mallarını verin; (hakikatinizin) temizliğini (nefsaniyetin) pisliğine değiştirmeyin. Onların mallarını, mallarınıza karıştırarak yemeyin. Muhakkak ki o çok büyük suçtur.
3-) Eğer yetimler (kadınlar) konusunda haklarını vermede korkunuz yoksa, o zaman sizin için temiz olan (şirk ehli olmayan) kadınlardan ikişer, üçer, dörder nikâhlayın. Eğer (aralarında) adaletle davranamayacağınızdan korkarsanız, o zaman bir tane ile veya ellerinizin mâliki ile (yetinin). (Nikâhsız {evlilik anlaşmasız} birlikte yaşamayın.) Zulmetmemeniz için bu en ehven olanıdır.
4-) Kadınlara mehrlerini (evlilik bağışı – hediyesi) severek bağışlayın. Şayet gönül hoşluğuyla bağışladığınızdan bir kısmını geri verirlerse, onu da içinize sinerek yeyin.
5-) Allâh’ın size yönetme hakkı verdiği mallarınızı sefihlere (anlayışı sınırlı, fazla düşünmeden yaşayanlara) vermeyin, teslim etmeyin. Ancak o mallardan onları besleyin, giydirin ve onlara yararlı öğütler verin.
6-) Yetimleri nikâhlanabilecekleri yaşa gelene kadar gözetip deneyin. Şayet onların olgunlaştığını gözlerseniz, mallarını kendilerine teslim edin. Onlar büyüyünce mallarına sahip olacaklar diye, acele edip mallarını israf etmeyin. Zengin olan iffetli davransın (yetim malını yemekten uzak dursun). Yoksul olan ise, ondan örfte olan kadarıyla (haddi aşmadan) yararlansın. Mallarını kendilerine iade ederken de şahit bulundurun (yaptıklarınızın değerlendirilmesi için). Hakikatiniz olan Allâh Esmâ’sından Hasiyb isminin özelliği size yeterlidir.
7-) Ana-babanın veya akrabaların (ölümüyle) arkada bıraktıklarından, erkekler için bir pay vardır. Ana-baba ve akrabaların geride bıraktıklarından, kadınlar için de bir pay vardır, az veya çok, ki bu Allâh hükmü olan paydır.
😎 Mirasın paylaştırılması sırasında (miras hakkı bulunmayan) akrabalar, yetimler ve yoksullar da orada bulunuyorlarsa, onlara da az bir şey verip gönüllerini hoş edin.
9-) Arkalarında, kendilerini koruyamayacak çocuklar bıraktıkları takdirde, onlar için nasıl endişelenecek olurlarsa, öylece endişe duysunlar Allâh’tan. Allâh’tan korksunlar ve mertçe doğruyu konuşsunlar.
10-) Yetimlerin mallarını haksız olarak yiyenler var ya, onlar karınlarını ateşle doldurmuş olurlar! Alevli ateşe sokulacaklardır.
11-) Allâh, evlatlarınız hakkında size (şöyle) vasiyet ediyor: Erkeğin payı, iki kadının payı kadardır… Eğer (çocuklar) ikiden fazla kadın iseler, (o takdirde) onlar için (miras bırakan) ne terk etti ise, onun üçte ikisidir; eğer (mirasçı) bir tek (kadın) ise, mirasın yarısı onundur… Eğer miras bırakanın (ana-babası yanı sıra) çocuğu varsa, ana-babanın her birine mirasın altıda biri verilir; şayet hiç çocuğu yok, sadece ana-babası kendisine vâris olmuşsa, (bu takdirde) anasına mirasın üçte biri düşer (babasına da kalan üçte ikisi)… Eğer (miras bırakanın) kardeşleri varsa, anasının (miras payı), yaptığı vasiyetten ve borcundan sonra (kalanın) altıda biridir… Babalarınız ve oğullarınız (var)… Mirasınıza hangileri daha lâyıktır, siz bilemezsiniz. (İşte bu yüzden bunlar) Allâh’tan bir farîza… Muhakkak ki Allâh Aliym’dir, Hakiym’dir.