41 – Fussilet Sûresi – Kur’ân-ı Kerîm Çözümü – Ahmed Hulusi
http://ahmedhulusi.org/
“41 – Fussilet Sûresi – Kur’ân-ı Kerîm Çözümü – Ahmed Hulusi”
“Euzü Billahi mineş şeytanir racim”
BismillahirRahmanirRahıym
1-) Ha, Miim.
2-) Rahmân ve Rahıym’den tenzîldir (tafsile indirme)!
3-) Anlayabilen bir toplum için, Arapça bir Kur’ân olarak işaretleri tafsil edilmiş Bilgidir!
4-) Müjdeleyici ve uyarıcı olarak… (Ne var ki) onların çoğunluğu (bu gerçeklerden) yüz çevirmiştir! Onlar işitmezler!
5-) Dediler ki: “Bizi kendisine çağırdığın şeye karşı bilinçlerimiz koza içindedir, kulaklarımızda bir ağır işitme var; bizimle senin aranda da bir perde mevcut! Artık yap elinden geleni; muhakkak ki biz de yapmaktayız.”
6-) (Rasûlüm) de ki: “Ben sizin benzeriniz beşerim; ne var ki bana şu gerçek vahyolunmuş bulunuyor: Tanrınız olarak düşündüğünüz Ulûhiyet sahibi TEK’tir! O hâlde O’na yönelin ve O’ndan bağışlanma dileyin… Yazıklar olsun şirk koşanlara!”
7-) Onlar (o şirk koşanlar) ki Allâh için karşılıksız bağışlamazlar; onlar sonsuz gelecek yaşamlarını da inkâr ederler.
😎 İman edip imanın gereğini uygulayanlara gelince, onlar için arkası kesilmeyen bir bedel vardır.
9-) De ki: “Siz, arzı iki süreçte (yeryüzü itibarıyla; maddeye – kitleye dönüşmesi süreci ve canlı varlıkların oluşumu süreci; beden itibarıyla; sperm – yumurta bileşiminden 120. gün olayına kadar birinci evre ve ondan sonraki doğuma kadar olan ikinci evre. Allâhu âlem. A.H.) yaratmış olanı gerçekten inkâr mı ediyorsunuz; O’na denk tanrılar mı oluşturuyorsunuz (hayalinizde var sanıyorsunuz)! İşte O, Rabb-ül (bir şeyin var olmasının dilenişi aşamasından, yaratılmasından, varlığının dilendiği kadarıyla sürmesi aşamalarınca, gereken her özelliği, şartlarına göre, Allâh isimlerinin işaret ettiği özelliklerle meydana getiren) âlemîn’dir!”
10-) Orada (arzda = bedende) fevkinde sâbit dağlar (benlikler) oluşturdu, orada bereketler vücuda getirdi ve orada (istidatları itibarıyla) isteyenler için eşit olmak üzere varlıklarının devamı için gereken azıklarını dört süreçte ölçülendirdi.
11-) Sonra duhan (şekillenmemiş fıtrî benlik) hâlindeki semâya (bir kısım Esmâ mânâlarını açığa çıkarmak suretiyle) yerleşerek, ona (şuura) ve arza (bedene) dedi ki: “İsteyerek yahut zorunlu olarak gelin (Esmâ’mın gereğini açığa çıkarın) ikiniz!” İkisi dediler ki: “İsteyerek, itaat ediciler olarak geldik!”(Esmâ özellikleriyle oluşmuş bulunan beyinde semâ = düşünsel boyut ve arz = bedensel organlar boyutu, ikisi de Esmâ özellikleri açığa çıkışına itaat edici oldu.)
12-) Böylece onları iki süreçte yedi semâ (yedi Bilinç {Nefs} mertebesi) olarak hükmetti ve her semâda onun işlevini vahyetti! Dünya semâsını (en yakın semâyı) (Bi-)mesabîh (aydınlatıcılar – fikirler) ile süsledik ve hıfzettik Aziyz, Aliym’in takdiridir bu!
13-) Eğer yüz çevirirlerse, de ki: “Sizi, Ad ve Semud’un yıldırımı benzeri bir yıldırım ile uyarıyorum!”
14-) Hani onlara Rasûlleri önlerinden (bildiklerine dayanarak) ve arkalarından (bilmediklerini bildirerek) gelip: “Başkasına tapınmayın; sadece Allâh’a kulluk, ibadet edin!” (dedi)… Onlar da dediler ki: “Eğer Rabbimiz dileseydi elbette melekler inzâl ederdi… Zaten biz, kendisi ile irsâl olunduğunuz şeyi (hakikat bilgisini) inkâr edenleriz.”
15-) Ad’a (Hud’un kavmine) gelince, Hak’sız olarak arzda benlik tasladılar ve dediler ki: “Kuvvetçe bizden daha güçlü kimdir?”… Görmediler mi ki kendilerini yaratmış olan Allâh, kuvvetçe onlardan daha şiddetlidir! Bilerek (kasten) işaretlerimizi inkâr ediyorlardı! (Esmâ kuvvelerimizi vehmettikleri benliklerine ait sanıyorlardı.)
16-) Bu yüzden, dünya hayatında onlara rezillik – zillet azabını tattıralım diye, o bahtsız günler içinde, onların üzerine dondurucu bir rüzgâr irsâl ettik! Sonsuz gelecek yaşamının azabı elbette daha rezil – rüsva edicidir… Onlar yardımcı da bulamazlar!
17-) Semud’a (Sâlih’in halkına) gelince, biz onlara hidâyet ettik de onlar âmâlığı (körlüğü) sevip, hüdaya (hakikate) tercih ettiler… Bu hâlleri yüzünden kazandıkları ile horlayıcı – alçaltıcı azabın yıldırımı kendilerini yakaladı.
18-) İman edip korunanları kurtardık.
19-) O süreç geldiğinde Allâh düşmanları hep beraber toplanırlar ve Nâr’a sevk olurlar.
20-) (Allâh’ın düşmanları bilinçler) oraya geldiklerinde, onların sem’leri (işitme hassaları), basarları (görme hassaları) ve derileri (altındaki tüm bedenleri), tüm yaptıklarıyla onların aleyhine olarak şahitlik etti.