45 – Câsiye Sûresi – Kur’ân-ı Kerîm Çözümü (arapça) – Ahmed Hulusi

http://ahmedhulusi.org/

“45 – Câsiye Sûresi – Kur’ân-ı Kerîm Çözümü (arapça) – Ahmed Hulusi”

“Euzü Billahi mineş şeytanir racim”

BismillahirRahmanirRahıym

1-) Haa, Miiiym;
Ha, Miiim.

2-) Tenziylül Kitabi minAllâhil ‘Aziyzil Hakiym;
Bilginin tenzîli (tafsile indirme), Aziyz, Hakiym Allâh’tandır!

3-) İnne fiys Semavati vel Ardı le âyâtin lil mu’miniyn;
Semâlarda ve arzda, iman edenler için işaretler vardır.

4-) Ve fiy halkıküm ve ma yebüssü min dabbetin ayatün li kavmin yukınun;
Sizin (insanlar – bilinçler) yaratılışınızda ve hayvanları (ırkları) türlendirmesinde, yakîn sahibi topluluk için elbette işaretler vardır.

5-) Vahtilafil leyli ven nehari ve ma enzelAllâhu mines Semai min rizkın feahyâ Bihil Arda ba’de mevtiha ve tasriyfirriyahi ayatün likavmin ya’kılun;
Gece ve gündüzün dönüşümünde, Allâh’ın semâdan yaşam gıdası (bilgi) inzâl edip de onunla ölümü (şuursuz – kendini yalnızca beden sanan yaşamı) sonrasında arzı (şuurlu yaşamla bedeni) diriltmesinde, rüzgârları (sürekli esen fikirleri) yönlendirmesinde; aklını kullanabilen bir topluluk için işaretler vardır.

6-) Tilke ayatullahi netluha aleyke Bil Hakk* fe Bi eyyi hadiysin ba’dAllâhi ve âyâtiHİ yu’minun;
İşte bunlar Allâh’ın işaretleridir… Onları sana Hak olarak bildiriyoruz… Allâh’tan ve O’nun işaretlerinden sonra hangi söze iman ederler?

7-) Veylün likülli effakin esiym;
Her kendini aldatan esîme (hakikatini inkâr ederek, oluşmuş benliğin içgüdüleri ve dürtüleriyle yaşayana) yazıklar olsun!

😎 Yesme’u âyâtillâhi tütla aleyhi sümme yusırru müstekbiren keen lem yesma’ha*febeşşirhu Bi azâbin eliym;
Kendisine bildirilirken, Allâh işaretlerini işitir; sonra sanki onları işitmemiş gibi (üstüne alınmadan) büyüklük taslayarak (şirk düşüncesinde) ısrar eder… Onu, içine düşeceği feci azabı ile müjdele!

9-) Ve izâ alime min âyâtiNA şey’enittehazeha hüzüva* ülaike lehüm azâbün mühiyn;
İşaretlerimizden bir şey ulaştığında, onları alaya alır! İşte onlar içindir aşağılayıcı azap!

10-) Min veraihim cehennem* ve lâ yuğniy ‘anhüm ma kesebu şey’en ve lâ mettehazû min dûnillâhi evliyâ’* ve lehüm azâbün ‘azıym;
Peşlerinde de cehennem! Kazandıkları (servet ve makam türü) şeyler de, Allâh dûnunda edindikleri velîler de kendilerinden hiçbir azabı savamaz! Onlar için aziym bir azap vardır.

11-) Hazâ hüda* velleziyne keferu Bi âyâti Rabbihim lehüm azâbün min riczin eliym;
İşte hakikat rehberi! Rablerinin, varlıklarındaki işaretlerini inkâr edenlere gelince, onlar için en kötü türden feci bir azap vardır.

12-) Allâhulleziy sahhare lekümül bahre li tecriyel fülkü fiyhi Bi emriHİ ve li tebteğu min fadliHİ ve lealleküm teşkürun;
Allâh ki, O’nun lütfundan istemeniz ve şükretmeniz için, hükmü olarak (Sünnetullâh’ı gereği) gemilerin (beyinlerin yaşamı) akıp gitmesi için, denizi (ilimleri) size (şuur) hizmetle işlevlendirdi!

13-) Ve sahhare leküm ma fiys Semavati ve ma fiyl Ardı cemiy’an minh* inne fiy zâlike leâyâtin likavmin yetefekkerun;
Semâlarda (beyindeki bilinç mertebelerinde) ve arzda (bedensel yaşamda) ne varsa, O’ndan tümünü, size (şuurunuza) hizmetle işlevlendirmiştir! Gerçektir ki, bu olayda tefekkür eden topluluk için elbette (önemli) işaretler vardır.

14-) Kul lilleziyne amenû yağfiru lilleziyne lâ yercune eyyamAllâhi liyecziye kavmen Bima kânu yeksibun;
İman edenlere söyle, “Allâh Günleri”ni (bildirilenlerin yaşanacağı süreç) ummayanları bağışlasınlar; tâ ki (Allâh) onları yaptıklarının getirisi ile cezalandırsın!

15-) Men amile salihan felinefsih* ve men esae fealeyha* sümme ila Rabbiküm turce’un;
Kim imanın gereği bir eylem ortaya koyarsa kendi nefsi lehinedir! Kim de kötülük yaparsa, kendi aleyhinedir! Sonunda Rabbinize döndürülürsünüz!

16-) Ve lekad ateyna beniy israiylel Kitabe vel Hükme ven Nübüvvete ve razaknâhüm minet tayyibati ve faddalnâhüm ‘alel ‘alemiyn;
Andolsun ki İsrailoğullarına Hakikat ve Sünnetullâh BİLGİsini, Hikmeti ve Nübüvveti verdik, onları tertemiz yaşam gıdalarıyla besledik ve kendilerini (bunlardan yoksun) âlemlere (insanlara) üstün tuttuk.

17-) Ve ateynahüm beyyinatin minel emr* femahtelefu illâ min ba’di ma câehümül ılmü bağyen beynehüm* inne Rabbeke yakdiy beynehüm yevmel kıyameti fiyma kânu fiyhi yahtelifun;
Onlara hükmümüzden apaçık deliller (Sünnetullâh bilgileri) de verdik… (Onlar) kendilerine ilim geldikten sonra, aralarındaki kıskançlık (benlik duygusu) yüzünden ayrılığa düştüler! Rabbin, ihtilafa düştükleri hususta kıyamet sürecinde aralarında hüküm verecektir.

You may use these HTML tags and attributes: <a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <s> <strike> <strong>