56 – Vâki’a Sûresi – Kur’ân-ı Kerîm Çözümü – Ahmed Hulusi

http://ahmedhulusi.org/

“56 – Vâki’a Sûresi – Kur’ân-ı Kerîm Çözümü – Ahmed Hulusi”

“Euzü Billahi mineş şeytanir racim”

BismillahirRahmanirRahıym

1-) O gerçek (ölümü tadarak başlayan ikinci hayat) vuku bulduğunda.

2-) Artık onun gerçekliğini yalanlayacak olmaz!

3-) (Kimini) alçaltıcıdır, (kimini) yükselticidir!

4-) Arz (beden) şiddetli bir sarsılışla sarsıldığında,

5-) Dağlar (bedendeki organlar) hurdahaş edildiğinde,

6-) (Nihayet) dağılmış toz olduğunda.

7-) Siz üç cinse ayrıldığınızda:

😎 Ashab-ı Meymene (uğurlular-mutlular, sağcılar, Hakk’ı bulmada isâbet etmişler), ne ashab-ı meymenedir!

9-) Ashab-ı Meş’eme (uğursuzlar-mutsuzlar, solcular, Hak’tan kozalı yaşamışlar), ne ashab-ı meş’emedir!

10-) Es Sâbikun (yakîn ile öne geçenler), sabikundur;

11-) İşte onlar mukarrebûn’dur (Kurbiyet mertebesini yaşayanlar).

12-) Nimet cennetlerindedirler.

13-) Çoğunluğu önceki (devir)lerdendir.

14-) Azınlığı sonrakilerdendir.

15-) Mücevherlerle işlenmiş tahtlar üzerindedirler. (Buradan başlayan cennet tanımlayıcı âyetleri okurken; Ra’d: 35 ve Muhammed: 15. âyetlerde vurgulanan “Meselül cennetilletiy = cennettekilerin MİSALİ – TEMSİLİ” şöyle şöyledir, diye başlayan uyarı göz ardı edilmemelidir. Anlatılanlar temsil yolludur. A.H.)

16-) Karşılıklı kurulmuşlardır.

17-) Çevrelerinde ebedî gençlikleriyle hizmetliler…

18-) Kaynağında dolmuş ibrikler, sürahiler ve kâselerle…

19-) Ne başları ağrır ondan ne de şuurları bulanır!

20-) Tercih edecekleri meyve;

21-) Canlarının çektiği kuş eti;

22-) Ve Hur-i Iyn (net görüşlü {biyolojik gözün sınırlamalarıyla kayıtlı olmayan} eşler {birkaç beden}; şuur yapı olan “insan”ın özelliklerini yaşatacak, eşi olan bedenler. Tek bilincin tasarrufundaki birden çok bedenle yaşama süreci. A.H.).

23-) Saklı (sedefte büyümüş) incilerin misali gibi (Esmâ hakikatinden oluşmuş ve o özelliklerin açığa çıkışı olan insan şuurundan var olmuş Allâh yaratısı bedenler).

24-) Yaptıklarının cezası (sonucu)!

25-) Orada ne boş laf duyarlar ve ne de suç kavramı!

26-) Sadece “Selâm, Selâm” denilir (Selâm isminin işaret ettiği özellik daim olsun; anlamında).

27-) Ashab-ı Yemîn (sağcılar, iman edenler) ne ashab-ı yemîndir!

28-) Meyveleriyle sidre ağacı içinde,

29-) Meyveleri istiflenmiş muz ağacı…

30-) Yayılmış (sonsuz) gölgede,

31-) Çağlayarak dökülüp akan bir suda,

32-) Pek çok meyve (türü) içinde,

33-) (Ki o meyveler) ne tükenir ve ne de yasaklanır!

34-) Yüceltilmiş sedirler içinde(dirler).

35-) Muhakkak ki biz onları (şuurun eşi olan bedenleri yeni) bir inşa edişle inşa ettik.

36-) Onları daha önce hiç kullanılmamış türden oluşturduk!

37-) (Ki o daha önce hiç görülmemiş – kullanılmamış türden bedenler) eşlerine âşık (dünyaya birbirine düşman olarak inen, insanı maddeye yönelttiren hayvani beden karşıtı olarak, insan şuuruna sahip bilince, özelliklerini itirazsız yaşatan. A.H.) ve yaşıtlardır (bilinçle birlikte var olmuştur)!

38-) (Bunlar) ashab-ı yemîn (saîd olanlar) içindir.

39-) (Ashab-ı yemîn’in) bir kısmı evvelkilerdendir.

40-) Bir kısmı da sonrakilerdendir.

41-) Ashab-ı Şimal (şakî olanlar; hakikati inkâr edip kozalı yaşayanlar), ne ashab-ı şimaldir!

42-) Semum (zehirleyici ateş, radyasyon) ve hamim (yakan su; gerçek dışı bilgi ve şartlanmalar) içinde,

43-) Simsiyah dumandan bir gölge (Hakikatindeki kuvveleri göremez, yaşayamaz bir hâl) içinde,

44-) (Ki o gölge) ne serindir ve ne de kerîm (cömertçe getirisi olan)!

45-) Muhakkak ki onlar bundan önce, dünyevî – şehvanî zevklerin bolluğu içinde şımarandılar!

46-) O büyük suçta (Hakikatlerini inkâr ederek onu yaşama yolunda çalışma yapmamakta) ısrar ederlerdi.

You may use these HTML tags and attributes: <a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <s> <strike> <strong>