7 – A’raf Sûresi (001-069) – Kur’ân-ı Kerîm Çözümü (arapça) – Ahmed Hulusi
http://ahmedhulusi.org/
“7 – A’raf Sûresi (001-069) – Kur’ân-ı Kerîm Çözümü (arapça) – Ahmed Hulusi”
“Euzü Billahi mineş şeytanir racim”
BismillahirRahmanirRahıym
1-) Elif, Lâââm, Miiiym, Saaad;
Eliif, Lââm, Miiim, Saaad.
2-) Kitabün ünzile ileyke fela yekün fiy sadrike harecün minhü li tünzire Bihi ve zikra lil mu’miniyn;
Sana inzâl edilen bu Hakikat ve Sünnetullâh BİLGİsi (Kitap), Onunla, (iman etmeyenleri) uyarman ve iman edenlere (neye – nasıl iman edip, neleri yapmaları konusunda) öğüt vermen içindir… Artık içinde, bundan dolayı bir sıkıntı olmasın.
3-) İttebi’û ma ünzile ileyküm min Rabbiküm ve lâ tettebi’u min dûniHİ evliyâ’* kaliylen ma tezekkerun;
Rabbinizden size inzâl olunana tâbi olun… Rabbinizin dûnunda velîlere (dışsal {rabbanî hakikatinizden ayrı düşürecek bilgi verenler} veya içsel {nefsanî – şehevî}) tâbi olmayın… Bunu ne kadar az hatırlayıp, üzerinde derin düşünmüyorsunuz!
4-) Ve kem min karyetin ehleknaha fecaeha be’süna beyaten ev hüm kailun;
Nice şehirlerdeki toplulukları helâk ettik; gece veya gündüz uykusu içindeyken, azabımız onlara geldi!
5-) Fema kâne da’vahüm iz caehüm be’süna illâ en kalu inna künna zalimiyn;
Azabımız onlara geldiğinde, onların seslenişleri: “Biz gerçekten zâlimlermişiz” demekten başka bir şey olmadı.
6-) Felenes’elennelleziyne ürsile ileyhim velenes’elennel murseliyn;
Andolsun ki, kendilerine Rasûl irsâl edilenlere de soracağız; irsâl olunan Rasûllere de soracağız!
7-) Felenekussanne aleyhim Bi ilmin ve ma künna ğaibiyn;
Elbette onlarda olup bitenin hakikatini açacağız! Biz “gâib”ler (olanlardan bihaber olan) değiliz (Bâtın – Zâhir O’dur – Görünenin melekûtu Esmâ’mızdandır).
😎 Vel veznü yevmeizinil Hakk* femen sekulet mevaziynuhu feülaike hümül müflihun;
O süreçte vezn (her şeyin Allâh hükümlerine göre artısıyla eksisiyle değerlendirilmesi) Hak’tır… Artık kimin mizanları (değerlendirilmeleri) ağır basarsa (nefsinde), işte onlar, engelleri yarıp kurtuluşa erenlerin ta kendileridir.
9-) Ve men haffet mevaziynuhu feülaikelleziyne hasiru enfüsehüm Bi ma kânu Bi âyâtina yazlimun;
Kimin de mizanları (değerlendirilmeleri) hafif gelirse, işte onlar da delillerimize zulmetmeleri dolayısıyla nefslerini hüsrana uğratanların ta kendileridir.
10-) Ve lekad mekkennaküm fiyl Ardı ve ce’alna leküm fiyha me’ayiş* kaliylen ma teşkürun;
Andolsun ki, sizi arzda yerleştirdik ve sizin için orada yaşamınızı devam ettirecek nimetler oluşturduk… Ne kadar az değerlendiriyorsunuz!
11-) Ve lekad hâlâknaküm sümme savvernaküm sümme kulna lil melaiketiscüdu liAdeme, fesecedu illâ ibliys* lem yekün mines sacidiyn;
Gerçek ki, sizi yarattık… Sonra sizi şekillendirdik… Sonra meleklere “Secde edin Âdem’e” dedik… İblis hariç secde ettiler; o secde edenlerden olmadı.
12-) Kale ma mene’ake ella tescüde iz emertük* kale ene hayrun minhu, halakteniy min narin ve hâlâktehu min tıyn;
Buyurdu: “Sana emrettiğimde seni secde etmekten engelleyen neydi?”… “Ben daha hayırlıyım Ondan; beni Nâr’dan (ateşten – radyasyon – bir tür dalga boyu yapı; {dikkat edile ki burada kullanılan ‘nâr’ kelimesi, cehennemdekileri yakacağı belirtilen ‘nâr’ kelimesiyle aynı anlamdadır. Bunun anlamı iyi düşünülmeli! A.H.}) yarattın, Onu tıynden (maddeden) yarattın” dedi.
13-) Kale fehbıt minha fema yekûnü leke en tetekebbera fiyha fahruc inneke mines sağıriyn;
Buyurdu: “İn makamından!.. Bir başkasına büyüklük taslama makamı değildir bulunduğun makam! Çık! Muhakkak ki sen (böyle düşünmekle) kendini küçülttün!”