7 – A’raf Sûresi (070-147) – Kur’ân-ı Kerîm Çözümü (arapça) – Ahmed Hulusi
http://ahmedhulusi.org/
“7 – A’raf Sûresi (070-147) – Kur’ân-ı Kerîm Çözümü (arapça) – Ahmed Hulusi”
“Euzü Billahi mineş şeytanir racim”
BismillahirRahmanirRahıym
70-) Kalu eci’tena lina’budAllâhe vahdeHU ve nezere ma kâne ya’büdü abaüna* fe’tina Bima te’ıdüna in künte mines sadikıyn;
Dediler ki: “TEK olan O Allâh’a kulluk edelim, babalarımızın tapınmakta olduklarını bırakalım diye mi bize geldin? Eğer doğru söylüyorsan, bizi tehdit ettiğini getir (görelim)!”
71-) Kale kad veka’a aleyküm min Rabbiküm ricsün ve ğadab* etücadiluneniy fiy Esmâin semmeytümuha entüm ve abaüküm ma nezzelAllâhu Biha min sültan* fentezıru inni me’aküm minel müntezıriyn;
(Hud) dedi ki: “Gerçek ki Rabbinizden, üzerinize bir azap fırtınası ve gadab (şirk hâli) oluşmuş bile! (Var olduklarına dair) Allâh’ın hiçbir delil inzâl etmediği; (sadece) sizin ve babalarınızın taktığı asılsız tanrı isimleri hakkında benimle tartışıyor musunuz? Bekleyin, ben de sizinle beraber bekleyenlerdenim.”
72-) Feenceynahu velleziyne me’ahu Bi rahmetin minna ve kata’na dabiralleziyne kezzebu Bi âyâtina ve ma kânu mu’miniyn;
(Biz de) Onu ve onunla beraber olanları, rahmetimizle kuşatarak kurtardık… Âyetlerimizi yalanlayanların ise kökünü kestik… Onlar iman etmediler.
73-) Ve ila Semude ehahüm Saliha* kale ya kavmi’budullahe ma leküm min ilâhin ğayruHU, kad caetküm beyyinetün min Rabbiküm* hazihi nakatullahi leküm ayeten fezeruha te’kül fiy Ardıllahi ve lâ temessuha Bi suin feye’huzeküm azâbün eliym;
Semud’a da kardeşleri Sâlih’i (irsâl ettik)… (O da): “Ey halkım! Allâh’a kulluk edin… O’nun gayrı bir ilâhınız olamaz… Size Rabbinizden apaçık bir kanıt geldi… İşte şu Allâh’ın dişi devesi sizin için bir mucizedir! Bırakın onu, Allâh’ın yeryüzünde yesin! (Sakın) ona bir kötülük düşünmeyin! Aksi takdirde acı bir azaba düşersiniz!” dedi.
74-) Vezküru iz ce’aleküm hulefae min ba’di âdin ve bevveeküm fiyl Ardı tettehızune min sühuliha kusuran ve tenhıtunel cibale buyuta* fezküru alâAllâhi ve lâ ta’sev fiyl Ardı müfsidiyn;
“Hani sizi, Ad’dan sonra halifeler kıldı ve sizi arzda yerleştirdi… Ovalarından köşkler ediniyor ve dağlarını da yontup evler oluşturuyorsunuz! (O hâlde) Allâh’ın bu nimetlerini hatırlayıp düşünün; bozguncular olarak yeryüzünde taşkınlık yapmayın.”
75-) Kalel meleülleziynestekberu min kavmihi lilleziynes tud’ıfu limen amene minhüm eta’lemune enne salihan murselün min Rabbih* kalu inna Bi ma ursile Bihi mu’minun;
(Sâlih’in) halkı içindeki kendini beğenmiş ileri gelenleri, aralarında zayıf durumda bulunan iman edenlere: “Sâlih’in, Rabbinden irsâl olmuş biri olduğuna iman ediyor musunuz?” dediler… (Onlar da): “Doğrusu biz onunla irsâl olunana (sanki bize irsâl olmuşçasına) iman edenleriz” dediler.
76-) Kalelleziynestekberu inna Billeziy amentüm Bihi kafirun;
O kendini beğenmiş kibirliler: “Gerçek ki, biz sizin o iman ettiğinizi, inkâr edenleriz” dediler.
77-) Fe’akarun nakate ve ‘atev an emri Rabbihim ve kalu ya salihu’tina Bi ma te’ıdüna in künte minel murseliyn;
(Derken) dişi deveyi vahşice boğazladılar, Rablerinin emrine itaattan çıktılar ve: “Ey Sâlih… Eğer Rasûllerden isen, bizi tehdit ettiğin azabı getir” dediler.
78-) Fe ehazethümür recfetü fe asbehu fiy darihim casimiyn;
Onları çok şiddetli bir deprem yakaladı… Yurtlarında göçüp öldüler!
79-) Fetevella anhüm va kale ya kavmi lekad eblağtüküm risâlete Rabbiy ve nesahtü leküm ve lâkin lâ tuhıbbunen nasıhıyn;
(Sâlih de) onlardan yüz çevirdi ve: “Ey halkım… Andolsun ki Rabbimin risâletlerini size tebliğ ettim ve size nasihat ettim; fakat siz, hayrınıza konuşanları sevmiyorsunuz” dedi.
80-) Ve Lutan iz kale li kavmihi ete’tunel fahışete ma sebekaküm Biha min ehadin minel alemiyn;
Lût… Hani kavmine dedi ki: “Geçmişte, dünyada hiç kimsenin yapmadığı o çirkin fiilleri mi yapıyorsunuz?”
81-) İnneküm lete’tuner Ricale şehveten min dunin nisa’* bel entüm kavmün müsrifun;
“Siz, kadınları bırakıp erkeklerle yatıyorsunuz! Hayır siz, sınırları aşan bir toplumsunuz!”
82-) Ve ma kâne cevabe kavmihi illâ en kalu ahricuhüm min karyetiküm* innehüm ünasün yetetahherun;
Toplumunun cevabı ancak: “Çıkarın onları şehrinizden… Çünkü onlar (bu işlerden) arınmış insanlar” demek oldu.