33 – Ahzâb Sûresi – Kur’ân-ı Kerîm Çözümü – Ahmed Hulusi
http://ahmedhulusi.org/
“33 – Ahzâb Sûresi – Kur’ân-ı Kerîm Çözümü – Ahmed Hulusi”
“Euzü Billahi mineş şeytanir racim”
BismillahirRahmanirRahıym
1-) Ey Nebi! Allâh’tan (açığa çıkarttıklarının sonuçlarını yaşatacağı için) korunanlardan ol! Hakikat bilgisini inkâr edenlere ve münafıklara (ikiyüzlülere) uyma! Muhakkak ki Allâh Aliym’dir, Hakiym’dir.
2-) Rabbinden sana vahyolunana tâbi ol… Muhakkak ki Allâh, yaptıklarınızı (yaratan olarak) Habiyr’dir.
3-) Allâh’a tevekkül et! Esmâ’sıyla hakikatin olan Allâh, Vekiyl olarak yeterlidir!
4-) Allâh hiçbir erkeğin göğüs boşluğunda iki kalp oluşturmamıştır! Kendilerinden zihar (eşini anası gibi kabullenerek kendine haram kılma) yaptığınız eşlerinizi, analarınız kılmamıştır. Evlatlık kabullendiklerinizi de oğullarınız kılmamıştır. Bunlar boş laflarınızdır! Allâh Hakk’ı bildirir; doğru yola O hidâyet eder!
5-) Onlara (evlatlık aldıklarınıza), babalarına nispetle hitap edin… Bu, Allâh indînde daha adaletlidir. Eğer onların babalarını bilmiyorsanız, bu durumda onlar, sizin dinde kardeşleriniz ve dostlarınızdır… Hata yaptığınız şeyde üzerinize bir suç yoktur… Fakat kasıtlı düşünerek yaptıklarınız hariç… Allâh Ğafûr’dur, Rahıym’dir.
6-) En Nebi, iman edenlere, kendi benliklerinden daha önceliklidir! Onun eşleri onların (iman edenlerin) analarıdır! Akrabalar da Allâh’ın Kitabında (diğer) iman edenlerden ve muhacirlerden, (mirasça) birbirlerine daha önceliklidirler… Dostlarınıza dinen iyilik işlemeniz hariç… Bu, Bilgi’den bir hükümdür.
7-) Hani biz Nebilerden taahhüt almıştık; senden, Nuh, İbrahim, Musa ve Meryemoğlu İsa’dan da… Onlardan (bu âyette bahsedilen Nebilerden) ağır bir taahhüt aldık.
😎 Sadıklara sıdklarının gereği sorulsun (denensinler bu konuda) diye… Hakikat bilgisini inkâr edenler için ise feci bir azap hazırlamıştır.
9-) Ey iman edenler… Size olan Allâh nimetini hatırlayın… Hani (Hendek savaşında) size ordular geldi de onların üzerine bir fırtına ve görmediğiniz ordular irsâl ettik… Allâh, yaptıklarınızı (yaratanı olarak) Basıyr’dir.
10-) Hani size hem üst tarafınızdan ve hem de aşağı tarafınızdan geldiler… Hani gözleriniz kaymış, yürekleriniz ağzınıza varacak hâle gelmiştiniz! Allâh hakkında türlü zanlarda bulunuyordunuz.
11-) İşte orada iman edenler imtihan edilmiş ve şiddetli bir şekilde sarsılmışlardı.
12-) Hani münafıklar ve kalplerinde maraz bulunanlar (sağlıklı düşünemeyenler): “Allâh ve O’nun Rasûlü, bize bir aldanıştan başka bir şey vadetmemiş” diyorlardı.
13-) Hani onlardan bir grup dedi ki: “Ey Yesrib Halkı (Yesrib, Medine’nin eski adıdır)! Sizin için kalınacak yer yoktur; geri dönün!” Onlardan bir grupsa: “Muhakkak ki evlerimiz korumasızdır” diyerek O Nebiden izin istiyordu… Oysa onlar (evleri) korunaksız değildir… Onlar kaçmaktan başka bir şey istemiyorlardı.
14-) Eğer onun (şehrin) çevresinden evlerine zorla girilmiş olsaydı, sonra da onlardan dinlerinden dönmeleri istenseydi, onu mutlaka uygularlardı (münafıklar – ikiyüzlüler)…
15-) Andolsun ki, arkalarına dönüp kaçmayacaklarına dair daha önce Allâh’a ahdetmişlerdi… Allâh’a verilen söz (ahd) sorulur (sonucu yaşatılır)!
16-) De ki: “Eğer ölümden yahut öldürülmekten kaçıyorsanız, kaçışınız size asla fayda vermez… Tut ki kaçtınız diyelim (çok çok kısa dünya yaşamı nedeniyle) kazancınız yok denecek kadar az olur!”
17-) De ki: “Eğer sizden bir kötülük (açığa çıkarmayı) irade ederse yahut sizden bir rahmet (açığa çıkarmayı) irade ederse, sizi Allâh’a (iradesine) karşı kim korur?” Allâh dûnunda ne bir Veliyy ne de bir yardımcı bulamazlar.
18-) Sizden bu işi savsaklayıp ve cemaatine de: “(Rasûlullâh’ı bırakın) bize gelin!” diyenleri Allâh gerçekten bilir! Zaten onlar savaşa pek az gelirler.
19-) Size karşı cimridirler (ikiyüzlüler)! Savaş – ölüm korkusu geldiğinde, üzerine ölüm korkusuyla baygınlık çökmüş kimse gibi, gözleri dönmüş bir hâlde sana baktıklarını görürsün… Korkuları geçtiğindeyse mal düşkünleri olarak sizi keskin dilleri ile incitirler… İşte bunlar iman etmemişlerdir! Bu yüzden de Allâh onların yaptıklarını boşa çıkarmıştır… Bu, Allâh için pek kolaydır.
20-) Ahzab’ın (savaşmak için gelen destek gruplarının) gitmediğini sanıyorlar… Eğer Ahzab (yeniden) gelse, bunlar arzu ederler ki, kendileri bedevîler içinde çölde kalıp, haberlerinizi almakla yetinsinler! Zaten aranızda olsalardı, pek az savaşırlardı.