72 – Cinn Sûresi – Kur’ân-ı Kerîm Çözümü (arapça) – Ahmed Hulusi
http://ahmedhulusi.org/
“72 – Cinn Sûresi – Kur’ân-ı Kerîm Çözümü (arapça) – Ahmed Hulusi”
“Euzü Billahi mineş şeytanir racim”
BismillahirRahmanirRahıym
1-) Kul ûhıye ileyye ennehüsteme’a neferun minelcinni fekalu inna semı’na Kur’ânen ‘aceba;
De ki: “Bana vahyolunana göre; Cin’den bir topluluk (Kur’ân) dinleyip de: ‘Muhakkak ki biz, hayrete düşüren bir Kur’ân işittik!’ demişler.”
2-) Yehdiy ilerrüşdi feamenna Bih* ve len nüşrike Birabbina ehadâ;
“(O,) rüşde (olgunluğa) yönlendiriyor. Bu sebeple iman ettik Ona! Rabbimize hiç kimseyi asla ortak tutmayacağız.”
3-) Ve ennehû te’alâ ceddu Rabbina mettehaze sahıbeten ve lâ veleda;
“Muhakkak ki Rabbimizin ceddi (azamet ve sultanlığı) çok yücedir… Ne bir dişi eş edinmiştir ne de bir çocuk!”
4-) Ve ennehû kâne yekulu sefiyhuna ‘alAllâhi şatatâ;
“Doğrusu bizim kıt anlayışlımız, Allâh hakkında saçma iddiada bulunuyormuş!”
5-) Ve enna zanenna en len tekulen’insu velcinnu ‘alAllâhi keziba;
“Biz gerçekten, ins ve cin Allâh hakkında asla yalan söylemez, diye zannetmiştik.”
6-) Ve ennehu kâne ricalun minel’insi ye’uzune Biricalin minelcinni fezadûhüm raheka;
“Doğrusu, insan türünden bazı rical (erkek veya kadın), cin türünden bazı ricale (erkek veya kadın) sığınırlar… Bu yüzden onların azgınlıklarını artırırlar.”
7-) Ve ennehüm zannu kema zanentum en len yeb’asâllahu ehadâ;
“Muhakkak ki onlar (insanlar), sizin gibi düşünüp, Allâh’ın hiçbir kimseyi asla bâ’s etmeyeceğini, zannetmişler!” (Bu âyet cinlerin de yaşadıkları beden boyutu itibarıyla ‘Ölüm – kıyamet’ aşaması sonrasına insanlar gibi vâkıf olmadıklarını göstermektedir. A.H.)
😎 Ve enna lemesnes Semâe fevecednaha müliet haresen şediyden ve şühüba;
“Gerçekten biz semâya dokunduk da onu, güçlü bekçilerle (kuvvelerle) ve şihablarla (anlamamızı önleyen ışınlarla) doldurulmuş bulduk.”
9-) Ve enna künna nak’udu minha meka’ıde lissem’ı, femen yestemi’ıl’Ane yecid lehu şihaben rasadâ;
“Biz anlamak için ondan mekân edinip oturuyorduk. Şimdi ise kim dinlese kendisi için gözetleyen tahrip edici ışın bulur!”
10-) Ve enna lâ nedriy eşerrun üriyde Bimen fiyl’Ardı em erade Bihim Rabbuhüm raşeda;
“Gerçek ki biz, arzda (bedende) olanlardan açığa çıkarılacak olan şerr mi; yoksa Rablerinin muradı, kendilerinde bir reşad mı (hakikati müşahedenin olgunluğu), buna vâkıf değiliz.” (Bu âyet dahi göstermektedir ki Rabbinin {Esmâ hakikatinin} kişiye ne yaşatacağı, kişinin Allâh indîndeki açığa çıkış amacı, cinler tarafından bilinmemektedir. A.H.)
11-) Ve enna minnessalihune ve minna dûne zâlik* künna taraika kıdeda;
“Bizden sâlihler vardır; yine bizden, ondan (Sâlihlik mertebesinden) aşağı olanlar da vardır… Biz çok çeşitli tarîkler (türleri – yapıları anlayışları farklı, kozmopolit halk) olduk.”
12-) Ve enna zanenna en len nu’cizAllâhe fiyl’Ardı ve len nu’cizehu hereba;
“Biz anladık ki, arzda Allâh hükmünü geçersiz kılamayız ve kaçarak da O’nun hükmünün yerine gelmesini önleyemeyiz!”
13-) Ve enna lema semi’nelhüda amenna Bih* femen yu’min Birabbihi fela yehafu bahsen ve lâ raheka;
“Biz hüdayı (Kurân’ı) işittiğimizde, Onun hakikat olduğuna iman ettik… Kim Rabbine hakikati olarak iman ederse, (artık o) ne hakkının eksik verilmesinden korkar ve ne de zillete düşürülmekten!”
14-) Ve enna minnelmüslimune ve minnelkasitun* femen esleme feülâike teharrev raşeda;
“Bizden teslim olmuşlar da vardır, hükümlere âsi olan zâlimler de vardır… Teslim olanlar, hakikatin olgunluğuna talip olanlardır.”
15-) Ve emmelkasitune fekânu licehenneme hatabâ;
“Hükümlere karşı çıkan zâlimler ise cehennem için odun oldular!”
16-) Ve en levistekamu ‘alettariykati leeskaynahüm mâen ğadeka;
Gerçek şu ki, onlar tarikat (hakikatine giden yol) doğrultusunda yürüselerdi, elbette onlara bol bir su (marifet ve ilimle) suvarırdık.
17-) Lineftinehüm fiyh* ve men yu’rıd ‘an zikri Rabbihi yeslükhu ‘azâben sa’adâ;
Onları, onunla denerdik ne oldukları açığa çıksın diye. Kim Rabbinin zikrinden (hatırlattığı Hakikatinden) yüz çevirirse, onu gittikçe şiddetlenen bir azaba sokar!
18-) Ve ennelmesacide Lillâhi fela ted’u ma’allahi ehadâ;
Muhakkak ki secde mahalleri Allâh içindir. O hâlde (secde hâlinde) Allâh yanı sıra başka birine yönelmeyin!
19-) Ve ennehû lemma kame ‘Abdullahi yed’uhu kâdu yekünûne ‘aleyhi libeda;
Ne zaman Abdullah (Allâh kulu – Hz.Muhammed), O’na yönelerek kalksa, çevresinde çullanıyorlar!
20-) Kul innema ed’u Rabbiy ve lâ üşrikü BiHİ ehadâ;
De ki: “Ben yalnızca Rabbime yönelirim (O’ndan isterim)! Hakikatim olan O’na hiç kimseyi ortak etmem!”