Esmâ ül Hüsnâ (arapça) – Ahmed Hulusi

http://ahmedhulusi.org/

“ALLÂH ESMÂ’SINDAKİ MUAZZAM, MUHTEŞEM ve MÜKEMMEL ÖZELLİKLER (ESMÂ ÜL HÜSNÂ) (arapça)”

ALLÂH… Öyle bir isimdir ki… “Ulûhiyet”e işaret eder! “Ulûhiyet” hem “HÛ” ismi ile işaret edilen “Mutlak Zât” anlamını içerir; hem de “Zatî” İlim mertebesinde, ilmiyle ilmini seyir anlamında oluşmuş, “nokta”lar âlemlerini, her bir “nokta”yı oluşturan kendine özgü “Esmâ” mertebelerine işaret eder! “Zât”ı itibarıyla, “şey”in ayrı, “Esmâ”sı itibarıyla “şey”in aynı olan Allâh ismiyle işaret edilen; âlemlerden Ğaniyy ve benzeri olmayandır! Bu yüzdendir ki, “şey”i ve fiillerini Esmâ’sıyla yaratan Allâh ismiyle işaret edilen, Kur’ân-ı Kerîm’de “BİZ” işaretini kullanmaktadır. “Şey”de kendisinin gayrı yoktur! Bu konuda çok iyi anlaşılması gereken husus şudur: “Şey”den söz ettiğimizde “şey”in zâtı derken onun varlığını oluşturan “Esmâ mertebesinden” söz ederiz. “Şey”in zâtı hakkında tefekkür edilir, konuşulur. Allâh adıyla işaret edilenin Zâtı hakkında ise konuşmak muhaldir; yani kesinlikle olanaksızdır! Çünkü Esmâ özelliğinden meydana gelmişin, mutlak Zât hakkında fikir yürütmesi, “vahiy” yollu gelmiş bilgi ile dahi olsa -ki bu da olanaksızdır- mümkün olmaz! İşte bunu anlatmak sadedinde yolun sonu “hiç”likte biter, denmiştir!

HÛ… “HÛ’vAllâhulleziy lâ ilâhe illâ HÛ”! İster vahiy yollu gelsin, ister bilinç yollu üzerine eğilinsin, algılanan her “şey”in hakikatinin derûnu… Öylesine ki; Ekberiyet tecellisi sonucu önce “haşyeti”, sonucu olarak da “hiç”liği yaşatır ve bu yüzden de O’nun hakikatine erişilemez! “Basîretler ona ulaşmaz!” Mutlak bilinmezliğe ve kavranılmazlığa işaret ismidir! Nitekim “ALLÂH” dâhil tüm isimler “HÛ”ya bağlı geçer Kurân’da! “HU ALLÂHu EHAD”, “HU’ver Rahmânur Rahıym”, “Hu’vel’Evvelu vel’Ahıru vez’Zahiru vel’Batın”, “HU’vel Aliyyül Aziym”, “HU’ves Semiy’ul Basıyr” ve Haşr Sûresi’nin son üç âyeti gibi! Bu arada şunu da bir diğer okunuş şekli itibarıyla fark ederiz ki, isimlerin öncesindeki “HÛ” ismi işaretiyle önce tenzih vurgulaması yapılır, sonra da söz edilen isimlerle teşbihe işaret edilir. Bu da hiçbir zaman gözden kaçırılmaması gereken bir işarettir.

ER RAHMAN… “Allâh” ismiyle işaret edilenin, “zerre”lerin zâtını “Esmâ”sıyla ilminde “var” kılma özelliğine işaret eder. Bugünkü anlayışa göre “Kuantum Potansiyel”e işaret eder. Tüm yaratılmışların kaynağı olan potansiyeldir. “Esmâ mertebesi”nin adıdır! Her şey, “var”lığını “ilim ve irade” mertebesinde bu ismin işaret ettiği özellikle elde eder! “Er Rahmânu alel Arşisteva” (20.Tâhâ: 5) ve “Er Rahmân; Allemel Kur’ân; Halekal İnsan; Allemehül beyan” (55.Rahmân: 1-4) işaretleri gereği “ŞUUR”da açığa çıkan “Esmâ”nın hakikatidir! Rahmeti, o “şey”i ilminde “var”lığa getirmesidir! “Allâh Âdem’i Rahmân sûretinde halketti” işareti “İnsan”ın, ilmî sûretinin Rahmâniyet özelliği yansıması üzere meydana getirildiğine işaret eder. Yani Esmâ mertebesinde bulunan özellikler ile! İnsan’ın, Zâtı itibarıyla kendini tanıyışı da Rahmâniyet’le ilgilidir… Bu nedenle “RAHMÂN”a secdeyi müşrikler algılayamamıştır (25.Furkan: 60)… Şeytan (vehim, bilinç) “RAHMÂN”a âsi olmuştur (19.Meryem: 44)… “İnsan”ın Zât’ının “Esmâ” hakikatinden meydana getirildiğine işaret eder! “İnsan”daki “Zâtî tecelli” de budur!

ER RAHIYM… “Rahmân”daki sayısız özellikleri yoktan var kılan Rahıym özelliğidir! Potansiyeldeki özelliklerin seyrini oluşturma özelliğidir! Âlem sûretleri ile kendini seyir edendir! Bilinçli varlıkları, hakikatlerine erdirmek suretiyle; seyretmekte ve Esmâ’sı özellikleriyle yaşatmakta olanın, kendisi olduğu farkındalığıyla yaşatandır. “Ve kâne bil mu’miniyne Rahıyma = Hakikatine iman etmişlere Rahıym’dir” (33.Ahzâb: 43). Cennet diye işaret edilen yaşamın kaynağıdır. Melekî boyutun “var”lığını oluşturandır.

EL MELİK… Mülkü hükmünde olan Esmâ mertebesinde dilediğince şe’n alarak fiiller âlemi sûretlerinde tedbir edendir! “Her şeyin melekûtu (Esmâ kuvveleri) elinde olan (tedbirâtın bu mertebeden açığa çıktığına işaret) Subhan’dır… O’na rücu ettirileceksiniz” (36.Yâsiyn: 83). Tek Melik’tir! Ortağı olmaz. Bunun farkındalığını yaşattığının kesin ve mutlak teslimiyet dışında bir hâli olmaz! İtiraz ve isyan hiç kalmaz! “Arşı istiva” diye anlatılan olayda önde gelen özelliktir diğer birkaç özellikle birlikte… “Semâlarda ve arzda her ne varsa; Melik, Kuddûs, Aziyz ve Hakiym olan (dilediği mânâları açığa çıkarması için onları yaratan) Allâh’ı (işlevleriyle) tespih etmedeler!” (62.Cumu’a: 1).

You may use these HTML tags and attributes: <a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <s> <strike> <strong>