14 – İbrahiym Sûresi – Kur’ân-ı Kerîm Çözümü – Ahmed Hulusi
http://ahmedhulusi.org/
“14 – İbrahiym Sûresi – Kur’ân-ı Kerîm Çözümü – Ahmed Hulusi”
“Euzü Billahi mineş şeytanir racim”
BismillahirRahmanirRahıym
1-) Eliif, Lââm, Ra… Sana inzâl ettiğimiz (hakikat ve Sünnetullâh) BİLGİ(si) (kitap), insanları, varlıklarını meydana getiren El Esmâ bileşimlerinin elvermesi hâlinde (Bi-izni Rabbihim), karanlıklardan (cehaletten) Nûr’a (ilme) ve Aziyz (hükmü karşı konulmaz olarak yerine gelen) ve Hamiyd’in (sadece kendi kendini değerlendiren) yoluna çıkarman içindir.
2-) (Aziyz ve Hamiyd olan O) Allâh ki, semâlar ve arzda ne varsa O’nun içindir (El Esmâ ül Hüsnâ’sıyla işaret edilen özelliklerinin seyri için)… O hakikat bilgisini inkâr edenlere yazıklar olsun, kendilerini bekleyen şiddetli azap dolayısıyla!
3-) Onlar (hakikat bilgisini inkâr edenler) ki, (sınırlı) dünya hayatını sonsuz geleceğe tercih ederler ve Allâh yolundan alıkoyup, o yolun sapmasını isterler… İşte onlar dönüşü zor bir sapkınlık içindedirler.
4-) Biz her Rasûlü kendi toplumunun lisanı ile irsâl ettik ki, onlara en anlaşılır şekilde açıklasın… (Artık) Allâh dilediğini saptırır ve dilediğine de hidâyet eder… O, Aziyz’dir, Hakiym’dir.
5-) Andolsun ki biz Musa’yı: “Kavmini karanlıklardan Nûr’a çıkar ve onlara Allâh hükmünün fark edileceği gelecekteki sonsuz süreci hatırlat” diye mucizelerle irsâl ettik… Muhakkak ki bunda çok sabreden ve çok şükreden herkes için elbette işaretler vardır.
6-) Hani Musa kavmine dedi ki: “Üzerinizdeki Allâh nimetini hatırlayın… Hani (şunu da hatırlayın ki) sizi Firavun hanedanından kurtardı… Onlar azabın en kötüsünü size tattırıyorlardı; erkek çocuklarınızı boğazlıyorlar, kadınlarınızı diri bırakıyorlardı… İşte bunda size, Rabbiniz tarafından büyük bir belâ vardı!”
7-) Ve hani (hatırlayın ki) Rabbiniz ilan etmişti: “Andolsun, şükrederseniz artıracağım… Şayet nankörlük ederseniz, muhakkak ki azabım kesinlikle şiddetlidir.”
😎 Musa dedi ki: “Şayet siz ve tüm arzdakiler küfür (hakikati inkâr, nankörlük) etseniz, (iyi bilin ki) Allâh elbette Ğaniyy’dir, Hamiyd’dir.”
9-) Sizden öncekilerin, Nuh halkının, Ad’ın, Semud’un ve onlardan sonrakilerin haberleri gelmedi mi size? (Ki) onları Allâh’tan başkası bilmez! Onlara Rasûlleri delillerle gelmişti de; onlar ellerini ağızlarına götürüp (Arap âdetinde bir fikri ret jesti) şöyle dediler: “Doğrusu biz kendisiyle irsâl olunduğunuzu inkâr ediyoruz; gerçekten bizi kendisine davet ettiğine karşı, endişe verici bir kuşku içindeyiz.”
10-) Rasûlleri demişti ki: “Semâlar ve arzın Fâtır’ı Allâh hakkında kuşku mu? (O), sizin beşeriyetinizin getirisi olan kusurlarınızı bağışlıyor ve ömrünüzün sonuna kadar size müsaade ediyor.” Dediler ki (Rasûllere): “Siz bizim gibi bir beşersiniz (bir mucizevî farkınız yok)… Atalarımızın tapındıklarından bizi alıkoymak istiyorsunuz… (O hâlde) bize apaçık bir sultan (mucizevî güç, kanıt) getirin.”
11-) Rasûlleri onlara dediler ki: “Biz sizin misliniz bir beşeriz… Fakat Allâh, kullarından dilediğine (risâlet) nimetini ihsan eder… Allâh’ın izniyle açığa çıkması dışında (Bi-iznillâh), size sultan (mucizevî güç, kanıt) getirmemiz mümkün değildir… (O hâlde) iman edenler Allâh’a tevekkül etsinler (hakikatlerindeki El Vekiyl isminin gereğini yerine getireceğine iman etsinler).”
12-) “Hem bizi hakikate giden yola yönlendirmişken ne diye Allâh’a tevekkül etmeyelim ki? Bize eziyet etmenize elbette sabredeceğiz… Tevekkül edenler Allâh’a tevekkül etsinler (hakikatlerindeki El Vekiyl isminin gereğini yerine getireceğine iman etsinler).
13-) Hakikat bilgisini inkâr edenler (egosuyla yaşayanlar) Rasûllerine dedi ki: “(Ya) sizi bölgemizden çıkaracağız yahut bizim inancımıza döneceksiniz”… Rableri, onlara vahyetti ki: “Zâlimleri elbette helâk edeceğiz.”
14-) “Ve onlardan sonra o bölgeye sizi iskân edeceğiz… İşte bu, benim konumumdan ve tehdidimden korkanlara mahsustur.”
15-) (Rasûller) fetih istediler… (Nitekim) her inatçı zorba kaybetti.
16-) Ardından da Cehennem… İrinli sudan (cehennem suyu) sulanır.
17-) Onu yudum yudum içmeye çalışır, (fakat) neredeyse boğazından geçiremez… Kendisine her taraftan ölüm gelir fakat o ölmez! Onun ardından da ağır bir azap!
18-) Rablerini (hakikatlerindeki Esmâ özelliklerini) küfür (inkâr) edenlerin yaptıklarının misali, fırtınalı bir günde rüzgârın şiddetle savurduğu bir küle benzer… Kazandıklarından bir şey elde edemezler… İşte bu, (hakikatten) en büyük sapmanın ta kendisidir!