17 – Isra’ Sûresi – Kur’ân-ı Kerîm Çözümü – Ahmed Hulusi

http://ahmedhulusi.org/

“17 – Isra’ Sûresi – Kur’ân-ı Kerîm Çözümü – Ahmed Hulusi”

“Euzü Billahi mineş şeytanir racim”

BismillahirRahmanirRahıym

1-) Subhan ki, kulunu gece Mescid-i Haram’dan, çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksa’ya isrâ (tayy’i mekân) etti… O’na delillerimizi gösterelim diye… Hakikat şu; “HÛ”; Semi’dir, Basıyr’dir!

2-) Musa’ya hakikat BİLGİsi (Kitap) verdik… Onu: “Ben’im dûnumu vekîl edinmeyin!” diye İsrailoğullarına bir kılavuz kıldık.

3-) (Ey) Nuh ile beraber (gemide) taşıdıklarımızın torunları… Muhakkak ki O, çok şükreden bir kul idi.

4-) Kitapta (İlim boyutunda) İsrailoğullarına şu hükmü takdir ettik: “Siz, arzda iki kere bozgunculuk yapacaksınız ve alabildiğine benliğinizi büyüteceksiniz!”

5-) O ikisinden ilkinin zamanı geldiğinde, güçlü kullarımızı üzerinize getirdik… (Onlar) yurtların aralarına girip araştırdılar… (Bu) yerine getirilmiş bir vaat idi.

6-) Sonra sizi, onlar üzerine bir kere daha üstün kıldık… Mallar ve oğullar ile size yardım ettik… Savaşçılarınız itibarıyla sizi kalabalıklaştırdık.

7-) (Bildirdik ki) eğer iyilik ederseniz, kendi nefsinize iyilik etmiş olursunuz; eğer kötülük yaparsanız, o da kendinizedir! Sonrakinin süresi geldiğinde, yüzlerinizi karartsınlar, ilkinde oraya girdikleri gibi tekrar Mescid’e girsinler ve üstünlük sağladıkları şeyleri yerle bir etsinler diye (kullarımızı tekrar gönderdik)…

😎 Umulur ki Rabbiniz size merhamet eder… Eğer dönerseniz, biz de döneriz… Cehennemi, hakikat bilgisini inkâr edenler için kuşatıp kayıtlayan bir ortam kıldık.

9-) Muhakkak ki şu Kur’ân, en sağlam gerçeğe hidâyet eder; yararlı çalışmalar yapan iman ehline kendileri için büyük karşılıklar verileceğini müjdeler.

10-) Sonsuz gelecek yaşamları olduğuna iman etmeyenlere de, kendileri için acı azap hazırladığımızı (müjdeler).

11-) İnsan, hayrını davet eder gibi şerrini davette de (acele) eder! İnsan çok acelecidir!

12-) Geceyi ve gündüzü iki işaret olarak meydana getirdik… Gecenin işaret ettiği karanlığı (cehli) kaldırıp, gündüzün işareti aydınlığı (ilmi) geçerli kıldık… Rabbinizden bir lütuf talep edesiniz ve senelerin adedini ve hesabı da bilesiniz diye… Biz her şeyi detaylarıyla açıkladık.

13-) Her insanın yaptıklarını (veya kaderini) kendi boynuna doladık… Kıyamet sürecinde kendisine (kişinin kıyameti olan ölümünde ya da genel anlamda mahşer sürecinde) kaydolmuş olarak bilgisini çıkarırız.

14-) “OKU yaşam bilgini (kitabını)! Bilincin bu aşamada, yaptıklarının sonucunun ne olduğunu görmeye yeterlidir.”

15-) Kim hakikate ererse sadece kendinedir bu doğru yolu bulmuş oluşu; kim de saparsa (hakikatten) yalnızca kendi nefsi aleyhine sapmış olur! Hiç kimse, bir başkasının yaptığı yanlışların yükünü taşımaz! Biz bir Rasûl oluşturup (bâ’s edip) onunla uyarmadıkça azap yaşatmayız!..

16-) Bir bölgeyi helâk etmeyi irade ettiğimizde, oranın sefahat önderlerine (Rasûllerle düzelmelerini) emrederiz; (ama onlar) orada bozuk inançlarının gereğine devam ederler… Bu yüzden uyarımızın sonucunu yaşamayı hak ederler… Biz de onları helâk ederiz.

17-) Nuh’tan sonra nice kuşaklar helâk ettik… Kullarının suçlarından Habiyr ve Basıyr’dir Rabbin!

18-) Kim önündeki dünyayı isterse, dilemişsek, dünyada ona istediğini veririz. Sonra onun için cehennemi mekân kılarız; aşağılanmış ve uzaklaştırılmış olarak ona yerleşir.

19-) Kim de gelecek sonsuz yaşamı irade eder ve imanlı olarak onun için gerekli çalışmaları yaparsa, işte onların çalışmaları da değerlendirilir, sonucu yaşatılır!

20-) Hepsine, onlara da bunlara da Rabbinin lütfundan göndeririz… Rabbinin lütfu sınırlandırılmış değildir.

21-) Bak, nasıl onların kimini kimine üstün kıldık! Elbette sonsuz gelecek boyutu, yaşam mertebeleri itibarıyla da en büyüktür, kişisel hissedişler itibarıyla da en büyüktür.

22-) Allâh yanı sıra (kafanda) başka bir tanrı oluşturma! Yoksa (şirk anlayışının sonucu) aşağılanmış ve kendi başına terk edilmiş olarak oturup kalırsın!

23-) Rabbin, sadece O’na kulluk etmenizi hükmetti; ana-babanıza iyilik yapıp cömert olmanızı da! Onlardan biri veya her ikisi senin yanında ihtiyarlığa ererse (bakmaktan usanıp) sakın onlara “üf” (bile) deme; onları azarlama ve onları yücelten şekilde hitap et!

You may use these HTML tags and attributes: <a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <s> <strike> <strong>