25 – Furkan Sûresi – Kur’ân-ı Kerîm Çözümü – Ahmed Hulusi

http://ahmedhulusi.org/

“25 – Furkan Sûresi – Kur’ân-ı Kerîm Çözümü – Ahmed Hulusi”

“Euzü Billahi mineş şeytanir racim”

BismillahirRahmanirRahıym

1-) Ne yücedir ki, âlemlere (tüm insanlar) bir uyarıcı olarak, kuluna Furkan’ı (Hakikat ile aslı olmayanı ayırt edici) inzâl etti.

2-) Ki, semâların ve arzın varlığı O’nun içindir! Çocuk edinme kavramından berîdir! Varlıkta ortağı yoktur O’nun! Her şeyi yaratmış, onu (yarattığını) takdiriyle oluşturmuştur!

3-) (Gerçek böyle iken) O’nun dûnunda, bir şey yaratmayan; kendileri yaratılmış olan; kendi nefslerine bir zarar ve faydası olmayan; ölüme, hayata ve ölümün tadılışından sonraki yaşantıyı oluşturacak bir özelliğe sahip olmayan tanrılar edindiler.

4-) Hakikat bilgisini inkâr edenler dediler ki: “Bu (Kur’ân) ancak O’nun uydurduğu bir yalandır. Başka bir kavim de (Yahudiler) bu konuda O’na yardım etmiştir”… Gerçek ki, büyük haksızlık ve yalancı şahitlik suçu işlediler.

5-) Dediler ki: “Bunlar, sabah – akşam okunması için kendisinin yazdırtmış olduğu, eskilerin masallarıdır.”

6-) De ki: “O’nu semâlardaki ve arzdaki sırrı bilen inzâl etti! Muhakkak ki O Ğafûr’dur, Rahıym’dir.”

7-) Dediler ki: “Bu nasıl Rasûldür ki, yemek yiyor ve çarşılarda gezip dolaşıyor… O’na, bir melek inzâl edilmesi, beraberinde bir uyarıcı olması gerekmez miydi?”

😎 “Yahut O’na bir hazine verilmesi ya da yiyeceği özel bir bahçesi olması…” Zâlimler (birbirlerine) şöyle konuştular: “Siz ancak büyülenmiş bir adama uyuyorsunuz!”

9-) Bak senin için yaptıkları benzetmeler (yanlış değerlendirmeler) yüzünden nasıl saptılar! Artık çıkış yolu bulamazlar!

10-) Ne Yücedir O ki, dilerse sana bundan daha hayırlısını, altlarından nehirler akan cennetleri oluşturur ve senin için köşkler yapar.

11-) Fakat onlar o saati de (ölüm akabinde başlayacak olan sonsuz yaşam süreçlerini) yalanladılar… O saati yaşayacaklarını yalanlayanlara alevli bir ateş hazırladık.

12-) Daha cehenneme girmeden (kabir âlemlerindeyken), onun taşan öfkesini ve şiddetli uğultulu sesini işitirler.

13-) Bağlanmış (çaresiz) olarak orada dar bir mekâna atıldıklarında, “Yetiş ey ölüm!” diye haykırırlar (içine düştükleri acı azaptan tek kurtuluşun ölüm olduğunu fark ederler).

14-) “Bugün bir ölüm değil, birçok ölüm temenni edin!” (Ne çare ki ölümsüzdürler!)

15-) De ki: “Bu mu daha hayırlıdır yoksa korunmuşlara vadolunan sonsuzluk cenneti mi? (O cennet) onlar için bir ceza (yaşamlarının getirisi) ve (hakikatlerine) dönüş yeridir.”

16-) Onlara sonsuza dek diledikleri her şey vardır orada. (Bu) Rabbinin, kendisini yükümlü tuttuğu vaadidir!

17-) Onları ve Allâh dûnundaki tapındıklarını haşredeceği süreçte der ki: “Benim kullarımı siz mi saptırdınız, yoksa onlar mı (derûnlarındaki hakikatlerine ulaştıran) yoldan saptılar?”

18-) (Tapındıkları nesneler) dediler ki: “Subhansın sen! Senin dûnundan velîler edinmek bizim için mümkün değil! Ne var ki, sen onları ve atalarını yararlandırınca, bedensel zevklere dalıp; nihayet, hakikat bilgisini hatırlamaz oldular! Sonunda mahvoldular!”

19-) (Allâh dûnundakilere tapanlara): “İşte söylediklerinizi gerçekten yalanladılar… Artık ne (azabı) kendinizden savmaya ve ne de yardım bulmaya gücünüz yetmez! Sizden kim zulmederse, ona büyük bir azap tattırırız.”

20-) Senden önce irsâl ettiğimiz Rasûller de yemek yerler ve çarşılarda gezip dolaşırlardı! Sizleri birbiriniz için bir sınav objesi kıldık… Sabredecek misiniz? Senin Rabbin Basıyr’dir.

21-) Bize likâyı (kavuşmayı; varlıklarında Esmâ’mızla açığa çıkışımızı yaşamayı) ummayanlar dedi ki: “Bizim üzerimize melâike inzâl edilmeli yahut Rabbimizi (gözümüzle) görmeli değil miydik?” (Hakikatlerindekini kavrayamayıp dışta tanrı aramakta ısrar!)… Andolsun ki kendi nefslerinde kibre kapıldılar ve büyük bir azgınlık ile haddi aşıp itaatten çıktılar.

22-) Melekleri gördükleri süreçte, hakikati inkâr suçunu işlemiş olanlara müjde yoktur artık! Ve: “(Müjde – Esmâ kuvveleriyle tasarruf size) engellenmiş bir yasaktır, yasak!” derler.

23-) Hakiki fâil olarak açığa çıktığımızda, yaptıkları bütün hayırların kendilerine ait olmadığını fark ederler! (Varsandıkları çalışmaları boşa çıkmıştır. Senden açığa çıkan bir hayrı yapan Allâh’tır; sen ben yapıyorum sanırsın!)

24-) O süreçte cennet ehli, sürekli yaşam ortamları itibarıyla daha hayırlı ve istirahatgâh olarak da daha güzeldir.

25-) (O süreç) semânın (bilincin) bulutlar (hakikati kavratan rahmet) ile yarıldığı ve melekî kuvvelerin (Esmâ hakikatlerinin) peş peşe açığa çıktığı süreçtir!

You may use these HTML tags and attributes: <a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <s> <strike> <strong>