46 – Ahkaf Sûresi – Kur’ân-ı Kerîm Çözümü – Ahmed Hulusi
http://ahmedhulusi.org/
“46 – Ahkaf Sûresi – Kur’ân-ı Kerîm Çözümü – Ahmed Hulusi”
“Euzü Billahi mineş şeytanir racim”
BismillahirRahmanirRahıym
1-) Ha, Miim.
2-) Aziyz Hakiym Allâh’tandır O Bilgi tenzîli (tafsile indirme)!
3-) Biz semâları, arzı ve ikisi arasındakileri yalnızca Hak olarak ve bir süreç için yarattık… Hakikat bilgisini inkâr edenler ise uyarıldıkları şeyden (hakikatten) yüz çevirmektedirler.
4-) De ki: “Allâh dûnunda yöneldiklerinizi gördünüz mü (düşünün bakalım)? Gösterin bana arzdan ne yaratmışlar? Yoksa onların, semâların yaratılmasında bir ortaklığı mı var? Eğer doğruyu söylüyorsanız, bu konuda eskiden gelen bir bilgi yahut ilimden bir kalıntı getirin bana.”
5-) Allâh dûnunda kendisine kıyamet gününe kadar cevap veremeyecek olup ve onların dualarından da gâfil olanlara dua eden kimseden daha sapkın kimdir?
6-) İnsanlar haşrolunduklarında, (o Allâh’tan gayrı yöneldikleri) kendileri için düşmanlar olurlar ve onların tapınmalarını da inkâr ederler!
7-) İşaretlerimiz kendilerine apaçık bildirildiğinde, o hakikat bilgisini inkâr edenler, kendilerine geldiğinde Hak için: “Bu apaçık bir büyüdür” dediler.
😎 “Onu (kendi) uydurdu” mu diyorlar? De ki: “Onu uydurmuşsam, beni Allâh’tan (koruyacak) bir güce sahip değilsiniz… ‘HÛ’, O’nun hakkında ileri gittiğinizi daha iyi bilir… Benimle sizin aranızda şahidim olarak O kâfidir… O, Ğafûr’dur, Rahıym’dir.”
9-) De ki: “Rasûller arasında açığa çıkmamış yeni bir şey oluşturmuyorum. Bende ve sizde ne açığa çıkarılacağını bilmem! Bana vahyolunandan başkasına tâbi olmam! Ben yalnızca apaçık bir uyarıcıyım!”
10-) De ki: “Gördünüz mü (bir düşünün bakalım), eğer (Kur’ân) Allâh indîndense ve siz Onu inkâr ettiyseniz (hâliniz ne olur)! İsrailoğullarından bir şahit Onun benzeri üzere şahitlik etmiş ve iman etmiş de; (buna karşın) siz benlik taslamışsanız! Muhakkak ki Allâh zâlimler kavmini hidâyet etmez.”
11-) Hakikat bilgisini inkâr edenler, iman edenlere dedi ki: “Eğer hayırlı olsaydı, Ona ulaşmakta bizi geçemezlerdi”… Onunla hidâyet bulmadıkları için: “Bu eski bir yalandır” diyecekler!
12-) Ondan (Kurân’dan) önce de bir önder ve bir rahmet olarak Musa’nın Kitabı (Bilgisi) vardı… Bu (yani Kur’ân) ise, (nefslerine) zulmedenleri uyarması ve muhsinlere de bir müjde olması için Arapça bir lisan ile (öncekileri de) tasdik eden bir Bilgi kaynağıdır!
13-) Muhakkak ki: “Rabbimiz, Allâh’tır” deyip sonra o doğrultuda yaşayanlara gelince; onlara korku yoktur ve onlar mahzun da olmazlar.
14-) İşte onlar Cennet Ashabı’dır… Yaptıklarının cezası olarak onda sonsuza dek yaşarlar!
15-) Biz insana ana-babasına güzel davranmasını vasiyet ettik. Onun anası onu zahmetle taşımış ve zorlukla doğurmuştur. Onun taşınması ve onun sütten kesilmesi otuz aydır… Nihayet olgunluğa ulaşınca ve kırk seneye erişince dedi ki: “Rabbim… Bana ve ana-babama lütfun olan nimetlere şükretmemi, razı olacağın yararlı fiiller yapmamı nasip et. Benim zürriyetime de salâhı nasip et… Ben sana tövbe ettim ve muhakkak ki ben Müslimlerdenim!”
16-) İşte bunlar, cennet ehli içinde şu kimselerdir ki, onlardan yaptıklarının güzellerini geçerli kılar; kötülüklerinden vazgeçeriz… (Bu) vadedilmiş oldukları, sıdkın karşılığıdır!
17-) O (kişi) ki, ana-babasına: “Öf be! Benden önce nice nesiller gelip geçtiği hâlde, (bâ’s olunmamla) çıkarılmamla mı beni tehdit ediyorsunuz?” dedi… O ikisi (ana-babası) de Allâh’tan yardım isteyerek: “Yazıklar olsun sana, iman et! Muhakkak ki Allâh’ın vaadi haktır” (dediler)… (O ise): “Bu, öncekilerin masallarından başka değil” demekte devam eder!
18-) İşte bunlar, cin ve insten, onlardan önce gelip – geçmiş ümmetler hakkındaki azap hükmü, bunlar aleyhine de gerçekleşecek kimselerdir… Muhakkak ki onlar hüsrana uğrayanlardı.
19-) Her birinin, yaptığı amellerinden (oluşan) dereceleri vardır. Tâ ki onlar, haksızlığa uğratılmaksızın amellerinin karşılığını tam görsünler.
20-) Hakikat bilgisini inkâr edenlerin ateşe getirileceği süreçte: “Dünya hayatınızda güzelliklerinizi yaşayıp, verilen ömrü geçici zevkler uğruna tükettiniz! Bugün ise Hakk’ın gayrı olarak arzda benlik taslamanız ve bozuk inançla yaşamanız dolayısıyla alçaltıcı azabı yaşamak suretiyle karşılığını alacaksınız!”