76 – İnsan Sûresi – Kur’ân-ı Kerîm Çözümü (arapça) – Ahmed Hulusi
http://ahmedhulusi.org/
“76 – İnsan Sûresi – Kur’ân-ı Kerîm Çözümü (arapça) – Ahmed Hulusi”
“Euzü Billahi mineş şeytanir racim”
BismillahirRahmanirRahıym
1-) Hel eta alel’İnsani hıynün mined Dehri lem yekün şey’en mezkûra;
Dehr’de insanın anılmadığı bir süreç yok muydu?
2-) İnna halaknel’İnsane min nutfetin emşâc* nebteliyhi fece’alnahu Semiy’an Basıyra;
Muhakkak ki biz insanı, bir takım katkılarla (genetik kalıtımla) karışık bir spermden yarattık da; onu algılayan ve değerlendiren olarak meydana getirdik.
3-) İnna hedeynahussebiyle imma şakiren ve imma kefura;
Muhakkak ki biz ona o yolu (aklını kullanarak iman etme yolunu) gösterdik. Ya şükredici olur (Rabbini değerlendirir), ya küfür (gerçeği ret) edici!
4-) İnna a’tedna lilkafiriyne selâsile ve ağlâlen ve se’ıyra;
Muhakkak ki biz hakikat bilgisini inkâr edenler için silsileler (zincirler – toplumsal şartlanmalar ve değer yargıları), ağlal (boyun bağları – bedenselliğin bağları) ve saîr (alevli ateş – yanış) hazırladık.
5-) İnnel’Ebrare yeşrebûne min ke’sin kâne mizacuha kâfura;
Muhakkak ki Ebrâr (iyiler), mizacı (özelliği) kâfur (kalbe kuvvet veren bir içecek) olan bir kâseden içerler.
6-) ‘Aynen yeşrebu Biha ‘ıbadullahi yufecciruneha tefciyra;
(O kâfur), Allâh kullarının (kendi özlerinden) fışkırtıp akıtarak içtiği tükenmez bir kaynaktır.
7-) Yufûne Binnezri ve yehafûne yevmen kâne şerruhu müstetıyra;
(O Ebrâr) ahdlerini tam yerine getirirler ve şerri yayılıp giden bir günden korkarlar!
😎 Ve yut’ımunetta’ame ‘alâ hubbiHİ miskiynen ve yetiymen ve esiyra;
O’nun sevgisi ile yoksulu, yetimi ve ellerine mahkûm olanları doyururlar.
9-) İnnema nut’ımuküm livechillâhi lâ nuriydu minküm cezaen ve lâ şükûra;
“Yalnızca Vechullâh adına sizi yediriyoruz… Sizden ne bir karşılık ve ne de bir teşekkür istemiyoruz.”
10-) İnna nehafu min Rabbina yevmen ‘abusen kamtariyra;
“Muhakkak ki biz Rabbimizden, gazaplı ve çok çetin bir süreçten korkarız” (derler).
11-) Fevekahumullâhu şerre zâlikelyevmi ve lakkahüm nadreten ve sürura;
Bundan dolayı Allâh, işte o sürecin şerrinden onları korudu ve onlara bir parlaklık ve sürur verdi.
12-) Ve cezahüm Bima saberu cenneten ve hariyra;
Onlara sabırlarını cennet ve ipek ile cezalandırdı!
13-) Müttekiiyne fiyha ‘alel’eraiki, lâ yeravne fiyha Şemsen ve lâ zemheriyra;
Onda koltuklar üzerine yaslanırlar… Orada ne güneş (sıcağı) görürler ve ne de zemherir (dondurucu soğuğu). (Bedensel duyular yoktur o yaşam boyutunda anlamına. A.H.)
14-) Ve dâniyeten ‘aleyhim zılaluha ve züllilet kutufuha tezliyla;
Onun gölgeleri üzerlerine yakın, onun devşirilenleri (marifetleri) ise boyun eğdirilmiş hâldedir.
15-) Ve yutafu ‘aleyhim Bianiyetin min fıddatin ve ekvabin kânet kavâriyra;
Gümüşten kaplar ve billur testiler dolaştırılır çevrelerinde.
16-) Kavâriyre min fıddatin kadderuha takdiyra;
Miktarlarını kendilerinin takdir ettiği gümüşten billur kadehlerdir!
17-) Ve yuskavne fiyha ke’sen kâne mizacuha zencebiyla;
Onda özelliği zencefil olan bir kâse içirilirler.
18-) ‘Aynen fiyha tüsemma selsebiyla;
Onda “Selsebîl” denen bir kaynaktır.
19-) Ve yetufu ‘aleyhim vildanun muhalledun* izâ raeytehüm hasibtehüm lü’lüen mensûra;
Çevrelerinde ölümsüz genç hizmetliler dolaşır… Onları gördüğünde, saçılmış inci sanırsın!
20-) Ve izâ raeyte semme raeyte ne’ıymen ve mülken kebiyra;
Nereye baksan (sırf) nimet ve büyük bir mülk olarak görürsün.
21-) ‘Aliyehüm siyabu sündüsin hudrun ve istebrakun, ve hullû esavire min fiddatin, ve sekahüm Rabbuhüm şeraben tahura;
Üzerlerinde ince – lâtif ipekten ve kalın ipekten elbiseler vardır… Gümüş bileziklerle süslenmişlerdir… Rableri onlara şarab’en tahura (temiz şarap) içirmiştir. (Tüm bu cennet tanımlamaları, Ra’d: 35 ve Muhammed: 15’teki açıklamalarla vurgulandığı üzere; “meselül cennetilletiy” yani cennetin temsil – benzetme yollu misali anlatımıdır. Bu gerçeklik unutulmaya. A.H.)
22-) İnne hazâ kâne leküm cezâen ve kâne sa’yuküm meşkûra;
Muhakkak ki bu sizin için cezadır (karşılık, yapılmış olanların getirisi)! İmanlı çalışmalarınız tam hakkıyla değerlendi!
23-) İnna nahnu nezzelna ‘aleykel Kur’âne tenziyla;
Muhakkak ki biz, evet biz Kurân’ı, sana tenzîl ettik (bölüm bölüm açığa çıkardık sende)!
24-) Fasbir lihükmi Rabbike ve lâ tutı’ minhüm asimen ev kefura;
O hâlde Rabbinin hükmüne sabret ve onlardan hiçbir isyankâra yahut inatla inkâr edip gerçeği örtene uyma!