77 – Mürselât Sûresi – Kur’ân-ı Kerîm Çözümü – Ahmed Hulusi
http://ahmedhulusi.org/
“77 – Mürselât Sûresi – Kur’ân-ı Kerîm Çözümü – Ahmed Hulusi”
“Euzü Billahi mineş şeytanir racim”
BismillahirRahmanirRahıym
1-) Andolsun o ardı ardına irsâl olunanlara;
2-) Şiddetle esip de savuranlara;
3-) Diriltip ayağa kaldıranlara;
4-) Seçip ayıranlara;
5-) Hatırlatıcıyı ilka edenlere (şuurda açığa çıkaran kuvveler. Mele-i Âlâ. Alûn melekler. “İlka” da, “likâ” da aynen “nefh” gibi derûndan zâhire ya da içten dışa doğru “şuurda” oluşan bir hâl, hissediştir. Ahfâ – Hafî {Sıfat tecellisi} – Sır {Esmâ tecellisi} – Ruh {Fuad – Esmâ mânâları yansıtıcısı} – Kalp {Şuur} – Nefs {Bilinç} sıralamasında, Ruh’tan kalbe yansımaları anlatır. “Halife – İnsan” bu mertebelerin tamamıdır ya da bu bütünlüğe “İnsan” adı verilmiştir; denebilir. Bundan yukarısının ise dile gelip anlatılması doğru değildir, denir. Allâhu âlem! A.H.)!
6-) Özür (kabahati silmek için) yahut uyarı olmak üzere.
7-) Vadolunduğunuz (bâ’s) mutlaka gerçekleşecektir!
😎 Yıldızlar silindiğinde (ışıkları görünmez olduğunda),
9-) Semâ yarıldığında,
10-) Dağlar savrulduğunda,
11-) Rasûller (-Nebiler değil-) yeni işlevleri için yerlerini aldıklarında.
12-) Hangi gün için ertelenmişlerdi?
13-) Ayırt edilme süreci için!
14-) Fasl (ayırt edilme) süreci nedir bilir misin?
15-) O süreçte (ölümle birlikte başlayacak ikinci yaşam sürecini) yalanlayanların vay hâline!
16-) Evvelkileri helâk etmedik mi?
17-) Sonra, ardı sıra gelenleri de onlara tâbi ederiz (onlar da helâk olurlar).
18-) İşte suçluları böyle yaparız!
19-) O süreçte yalanlayanların vay hâline!
20-) Sizi basit bir sudan yaratmadık mı?
21-) Onu güvenli bir mekânda (rahimde) oluşturduk;
22-) Malûm bir kadere kadar!
23-) Böylece biz takdir ettik! Ne güzel takdir edenleriz!
24-) O süreçte yalanlayanların vay hâline!
25-) Arzı bir toplanma yeri kılmadık mı?
26-) Diriler ve ölüler için!
27-) Orada yüksek (haşmetli, azametli) sâbit dağlar oluşturduk ve size tatlı bir su içirdik.
28-) O süreçte yalanlayanların vay hâline!
29-) Haydi, yalanlamakta olduğunuza gidin!
30-) Haydi, üççatallı gölgeye gidin (Hristiyanların inandığı teslis – üçleme; Allâh – Ruh-ül Kuds ve Oğlu inancı kurtarsın bakalım sizi, anlamında)!
31-) Ne (ateşten) gölgelendirir ve ne de (renk renk) alevden kurtarır!
32-) Muhakkak ki o saray gibi büyük kıvılcımlar atar!
33-) Sanki o (kıvılcımlar) sarı dev halatlar gibidir!
34-) O süreçte yalanlayanların vay hâline!
35-) Bu, konuşamayacakları gündür.
36-) Onlara izin de verilmez ki mazeret beyan etsinler!
37-) O süreci yalanlayanların vay hâline!
38-) Bu ayırt etme sürecidir! Sizi ve öncekileri bir araya getirdik.
39-) Eğer bir hileniz varsa, hadi bana bir hile yapın!
40-) O süreçte yalanlayanların vay hâline!
41-) Muhakkak ki müttekîler (korunmuşlar), gölgelerin ve kaynakların içindedirler.
42-) Canlarının çektiklerinden meyvelerle!
43-) “Yaptığınız çalışmalardan dolayı afiyetle yeyin ve için!”
44-) Doğrusu biz muhsinleri (müşahedelerinde Hak’tan gayrı bulunmayanları) böylece cezalandırırız!
45-) O süreçte yalanlayanların vay hâline!
46-) “Yeyin ve azıcık keyif sürün (dünyada)… Muhakkak ki siz suçlularsınız!”
47-) O süreçte yalanlayanların vay hâline!
48-) Onlara (müşriklere): “Boyun eğin” denildiğinde, rükû etmezler!
49-) O süreçte yalanlayanların vay hâline!
50-) Artık Ondan (Kurân’ın verdiği bu büyük haberden) sonra hangi söze iman ederler?