19 – Meryem Sûresi – Kur’ân-ı Kerîm Çözümü – Ahmed Hulusi
http://ahmedhulusi.org/
“19 – Meryem Sûresi – Kur’ân-ı Kerîm Çözümü – Ahmed Hulusi”
“Euzü Billahi mineş şeytanir racim”
BismillahirRahmanirRahıym
1-) Kâf, Ha, Ya, Ayn, Sad.
2-) Rabbinin, kulu Zekeriyya’ya rahmetini hatırla (zikret).
3-) Hani O, Rabbine derûnundan yönelmişti.
4-) “Rabbim… Gerçek ki, kemiklerim gevşedi, saçlarım ağarıp bembeyaz oldu! Rabbim, sana dua edip de hiç hüsrana uğramadım…”
5-) “Muhakkak ki ben, arkamda kalacakların neler yapacağından korkarım. Karım ise zaten kısır! O hâlde ledünnünden bana bir velî hibe et.”
6-) “Ki bana da vâris olsun, Âl-i Yakup’a da vâris olsun… Rabbim onu rızanla yaşattıklarından eyle.”
7-) “Ey Zekeriya… Seni, kendisinin ismi Yahya olan bir erkek çocukla müjdeliyoruz… Daha önce Ona bir adaş da yapmadık (hiç kimseyi Yahya ismi ile isimlendirmedik).”
😎 (Zekeriyya) dedi ki: “Rabbim, karım kısır ve ben de ihtiyarlıkta sınıra ulaşmış olduğum hâlde, benim nasıl bir oğlum olur?”
9-) “Orası öyledir” dedi (Rabbi)… (Ancak) Rabbin dedi ki: “O bana kolaydır… Sen (anılır herhangi) bir şey değilken, daha önce seni halketmiştim.”
10-) (Zekeriyya) dedi ki: “Rabbim! Bana bir alâmet ver…” Dedi ki: “Senin işaretin, sorunun olmadığı hâlde, insanlarla üç gece süresince konuşmamandır.”
11-) (Zekeriyya) mabetten halkının yanına çıktı ve onlara: “Sabah – akşam tespih edin” diye işaret etti.
12-) “Ey Yahya! Hakikat Bilgisine sımsıkı sarıl!” (Yahya’ya) olayların oluş nedenlerini, sistemi OKUma özelliğini verdiğimizde, daha çocuktu!
13-) Ve ledünnümüzden bir ruhanî hayat ve bir sâfiye (zekât) verdik… Korunma konusunda çok hassastı!
14-) Ana-babasına iyi davranırdı, zorba ve âsi değildi.
15-) Dünyaya geldiği, ölümü tattığı ve ölümsüz olarak bâ’s olduğunda, Selâm üzerindeydi. (Bâ’sın vefatın hemen sonrasında olduğuna işaret.)
16-) Gelen bilgiler içinde Meryem’i de hatırlat (zikret)… Hani o ailesinden (uzakta, mabedin) doğu tarafında bir yere çekilmişti.
17-) Onlardan kendini tecrid etti… Ona ruhumuzu (ilmi suret – dalga – data yapı) irsâl ettik de, Ona tam bir beşer olarak göründü.
18-) (Meryem) dedi ki: “Rahmânıma sığınırım senden; eğer çok korunansan (bana yaklaşma)!”
19-) (Ruh) dedi ki: “Ben Rabbinin Rasûlüyüm! Sana sâfiye bir oğul hibe etmek için açığa çıktım.”
20-) (Meryem) dedi ki: “Bana bir beşer dokunmadığı ve ben de iffetsiz bir kadın olmadığım hâlde, benim nasıl bir oğlum olur?”
21-) “Orası öyle! (Ancak) Rabbin dedi ki: “O, bana kolaydır! Onu insanlar için bir mucize ve bizden bir rahmet olarak açığa çıkaracağız. Bu hükmedilmiş (olup bitmiş) bir iştir!”
22-) (Meryem) Ona (İsa’ya) hamile kaldı. Onunla uzak bir bölgeye çekildi.
23-) Doğum sancısı ile bir hurma dalına yapışırken; “Keşke bundan önce ölseydim ve büsbütün unutulup gitseydim” dedi.
24-) Onun altından bir ses: “Mahzun olma, Rabbin senin alt tarafında bir dere oluşturdu” diye nida etti.
25-) “O hurma ağacının dalını kendine doğru salla, üzerine olgun, taze hurma düşecektir.”
26-) “Artık ye, iç, gözün aydın olsun! Eğer beşerden birini görürsen; ‘Ben Rahmân için bir oruç adadım; artık bugün kimseyle konuşmayacağım’ de!”
27-) (Meryem) çocuğu kucağında, ailesinin yanına döndü… Dediler ki: “Ey Meryem! Andolsun sen korkunç bir iş yapmışsın!”
28-) “Ey Harun’un kız kardeşi! Senin baban kötü bir kişi değildi… Senin anan da iffetsiz bir kadın değildi.”
29-) Meryem oruçlu olduğundan konuşmayıp, çocuğu işaret etti (ona sorun gibisinden)… “Kundaktaki bebekle ne konuşabiliriz ki!” dediler.
30-) (Bebek İsa) konuştu: “Kesinlikle Ben Allâh kuluyum; bana Bilgi (Kitap) verdi ve beni Nebi olarak meydana getirdi.”
31-) “Nerede olursam olayım beni bereketli kıldı… Salâtı (sürekli Rabbime yönelik yaşamayı) ve sâfiyeyi hükmetti, Hayy olduğum sürece!”
32-) “Anneme hayırlı kıldı; zorba mahrum kılmadı!”
33-) “Dünyaya geldiğimde, ölümü tattığımda ve ölümsüz olarak bâ’s olduğumda, Es Selâm üzerimdedir.”
34-) İşte İsa, Meryemoğlu… Hakkında şüpheye düştükleri gerçek!
35-) Çocuk edinmesi (kendinden gayrı mevcut olmayan El AHAD-üs Samed) Allâh için olacak şey değildir; O, Subhan’dır! Bir işin olmasını hükmederse onun için yalnızca “Ol” der; o olur.
36-) Kesinlikle Allâh’tır benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz! O’na kulluk etmekte olduğunuzu fark edin… Bu sırat-ı müstakimdir.